Geldi geçti... Genel Başkanlık dahil, tam 12 seçim kaybetti, dönemini tamamladı ve gitti.
Pekiiiii giderken neler yaptı, partisine hangi zararları verdi?
O çok önemli.
"Balık hafızalı" olduğumuz için Kılıçdaroğlu'nun partisine verdiği zararları tekraren hatırlatmakta fayda var.
1- "Altılı masa" diye tutturdu. Artı ile eksi kadar zıt olan genel başkanları biraraya getirdi.. 6 milyon 666 kez toplandılar, bir karara varamadılar. Altılı masa ilk toplantısını yaptığında torunum ilk okula başlamıştı. Zaman akıp geçti, değişen hiçbirşey olmadı.. Onlarda değişim olmadı, fakat bizde oldu. Bizdeki değişim, "Torunumuza kız arıyor olma telaşımız. Şimdi o işin derdindeyiz."
2- Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdag ile, "masa ortaklarının" haberi olmadan "gizli anlaşma" yapması, üç önemli bakanlık sözü vermesi, altına imzasını atması.
3- Yerel seçimlerde ortaklarına 10'ar - 15'şer milletvekili olma şansı tanıması. Onları "altı ok" unvanı ile meclise taşıması.
4- CHP olmamış olsa, "sıfırın altında SIFIR" oyları olan partilerin, rüyalarında bile göremeyecekleri vekil sayılarına ulaşınca, kendilerini nimetten saymalarına çok önemli katkılar sunması.
.........
Meral Akşener önce masayı devirdi.. Sonrasında, kendisine parti kuracak vekil veren CHP Genel Başkanına saydırdı da saydırdı.. En sonrasında da soluğu sarayda aldı.. Ülke meseleleri hakkında uzuuun uzadıya konuştular (!)
Herkes gerçeği gördü, anladı.. Anlaması gereken kişi görmedi, gö-re-me-di.
-Bugün, düşünen düşünene.. Kaçan kaçana.. Gelecek Partisi Ahmet Davutoğlu'nun AKP'ye "beyaz bayrak" sallamasıyla "GİDEN PARTİ" oldu.. CHPlilerin oylarıyla Saadet Partisi'nden vekil (!) seçilen "adı hiç önemli olmayan biri" AK Parti'ye geçip, hem CHP'ye, hem partisine ihanet etti, Saadet Gurubunu, önce "urup" sonra da "şurup" duruma getirdi..
Bazıları; "Destekçilerimiz, sevenlerimiz olmamış olsaydı CHP'nin bize hiçbir katkısı olmazdı.. Ne yaptıysak biz yaptık" diyebilecek kadar, nankörleşebildi.
Örnekler o kadar çok ki.. Hangisini öne çeksem, arkada kalanlar: "Benim babamın başı kel mi?" diyecek ve küsecek.
Adına "altılı masa" dendi.
Toplandılar da toplandılar.
Kimisi, çay - kahve - limonata içti, pastayı "götüüüür" etti.. Kimisi de tasarruf olsun diye çayı - kahveyi - limonatayı pastanın üzerine döküp, "aşure" niyetine yedi.
O dönemde, ülkede çay- kahve - limonata ve pasta kıtlığının olması bu yüzdendir.
Efendiler, "sonsuz" ama "sonuçsuz" toplanırken, hep şunu düşündüm.. Dedim ki;
"Ulan acaba onlar mı MASA da toplandı, MASA mı onlarda toplandı?"
Sonuçta cevabı buldum; "MASA onlarda toplanmıştı."
..........
Tüm bu "ucube işlere" sebep olan tek kişi Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
"Esselamünaleyküm ya hayyey Kemal" diyeni MASA'ya davet etti. Allah'tan başka gelen olmadı da sayı
6 ile sınırlı kaldı.
"Kalmasa ne olurdu?" diyecek olanların sorusuna cevap verip, NOKTA'yı koyayım..
-Onlarda gelmiş olsaydı, Beyaz Saray, Kremlin Sarayı ve bizim sarayın bütün salonlarını bir araya getirip, ortasına devasadan da devasa MASA koysanız, davete icabet eden genel başkanları (!) sığ-dı-ra-maz-dı-nız.