M. GEGİN- Meral Hanım neden Arkeolojik Müzik Tarihi?

M. SAYIN- Okul yıllarımda hep aklıma takılan bir soruydu bu aslında. Şöyle ki bizler konservatuvarda en gerekli derslerimizden biri olan Müzik Tarihi dersini okumak zorundayız ve iyi ki de okutuluyor çünkü eğer o ders olmasaydı bugün bu kitapta olmayacaktı. Bu derste okuduğumuz kitabımız ve hocamız bizlere müziğin Yunan’dan geldiğini öğretmişlerdir ne yalan söyleyeyim bu konu beni oldukça rahatsız etmiştir.  O zaman siz kendinize şunu soruyorsunuz: peki bağlama, kopuz, ney nereden geldi? Ya da müzik Yunan’dan geldiyse Türk Halk müziğimiz nereden geldi?

Buradan yola çıkarak müziğe ve enstrümanlara dair ne varsa elimden geldiğince anlatmaya çalıştım. Sadece müzikte değil her uygarlığın sanatı, yapıtları, dinsel törenlerinden de kesitler vermeye özen gösterdim. Bir de arkeolojik müzik konusunda Türkiye’de büyük bir eksiklik var. İşte ben de bu eksikliği öncelikle bir müzisyen olarak gidermeye çalıştım.

M.GEGİN- Kitap ne kadar sürede hazırlandı?

M.SAYIN- 5 yıllık bir çalışmayla hazırladım ve elbette konunun uzmanları arkeologlardan, üniversitelerdeki tezler, pek çok kitap, dergi ve makaleden yararlandım.

M. GEGİN- Gördüğümüz kadarıyla kitapta iki önemli kişinin önsözleri var. Biraz da bundan bahsedelim.

M.SAYIN- Kitap okuruyla buluşmadan önce devlet sanatçımız merhum Suna Kan’ın evine ziyarete gittiğimizde bu çalışmamdan bahsettim ve kendisinden kitaba önsöz yazabilir mi diye sorduğumda, “hayatımda hiçbir kitaba önsöz yazmadım fakat senin bu kadar emek verdiğin bir çalışmaya önsöz yazmaktan çok mutlu olurum” dedi.

M.GEGİN- Meral Hanım kitapta hangi uygarlıklar var?

M. SAYIN- Kitap Neolitik Çağ’dan başlıyor ve sırasıyla Kalkolitik Çağ, İlk Tunç Çağı, Sümerler, Akkadlar, Babil, Asurlular, Hititler, Troya, Geç Hititler, Urartu, Frigler, Lidyalılar, Likyalılar, Antik Yunan, Hellenler, Roma İmparatorluğu, Orta Çağ, Bizans İmparatorluğu ve Anadolu Selçuklu Devleti.

M.GEGİN- Kitapta bir şey dikkatimi çekti. Tarihteki ilk hastane ve terapi merkezleri olan Asklepionlardan’da söz eder misiniz?

Gaziantep’te 2. Çocuk Tiyatroları Şenliği başladı Gaziantep’te 2. Çocuk Tiyatroları Şenliği başladı

M. SAYIN- Elbette. Günümüz hastanelerinin ilk adı olan Asklepionlardan ikisi yine Anadolu’muzda bulunmaktadır. Bunlardan birincisi Adana Yumurtalıktaki Asklepion ki dünyada ilk organ naklinin gerçekleştiği yer olarak bilinir. İkincisi ise Bergama’da bulunan Asklepiondur. Buralarda hastaların iyileşmesi için özel terapi odaları vardır ve burada hastalara müzikle sağaltım yapılmaktadır. Bu Asklepionlar daha sonraları çok önemli bir hale gelmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti’nde Darüşşifalar kurulmuştur. Yine bu Darüşşifalar da ağırlıklı olarak müzikle tedavi yapılmıştır.

M. GEGİN- Konumuzun başına dönecek olursak kitabınızda Sümerlere ve Hititlere oldukça yer vermişsiniz. Bu konuda neler söylersiniz?

M. SAYIN- Öncelikle sizin de bildiğiniz gibi yazıyı bulan Sümerlerdir. Sümerler sadece yazıyı bulmakla kalmamışlardır, matematiği ve gök bilimini de Sümerler bulmuşlardır.  Bugün müzikte kullanılan nota ve gamı yine Sümerler bulmuşlardır. Hatta öyle ileri bir görüşe sahiptirler ki tapınak rahip ve rahibelerinin görevlerinde yetkin olabilmesi için müzikle ilgili sınav soruları bile vardır. Hatta daha da ileri gidelim dünyada ilk bulunan müzik tableti yine Sümerler tarafından yazılmıştır (Nikkal’a Ağıt).

“Sümerlerde müzik son derece önemliydi. Onlar için bir annenin çocuğuna söylediği ninni, bir çobanın kaval çalması, bir yayığın çalkanırken çıkardığı ses hep birer müzikti. Tapınaklarda tanrıları memnun etmek, sakinleştirmek için devamlı müzik yapılırdı. Düğünlerde, bayram ve ölü törenlerinde müzik hep başta gelirdi. Ayrıca, şehrin büyük meydanlarında çeşitli enstrümanlar ve şarkılar eşliğinde halkın eğlenerek dans ettiği metinlerden de anlaşılıyor. Müzisyenler kadın ve erkeklerden oluşuyordu.

Anadolu müziğinin binlerce yıl öncesindeki köklerinden biri olarak nitele­yebileceğimiz Hitit Müziği, Hitit kültür ve sanatının önemli değerlerinden biridir. Hititlerin bıraktıkları müzik ve enstrümanlar ile ilgili zengin belgeler, resmi bir karakter (saraya ve tapınaklara ait) taşımaktadır. Ancak bu bel­geler, müzik ve enstrümanların yapısıyla ilgili doğrudan bilgi edinmemizi sağlamıyorlar. Müziğin içeriği, türleri ile enstrümanların yapısı, yapılması ya da çalınmasıyla ilgili teknik bilgiler, bu belgelerde yer almamıştır. Bun­lara karşın Hitit müziğinin dinsel ve saray törenlerindeki kullanımı ile ilgili birçok yazılı, görsel belge ve bilgi bulunmaktadır. Bu kültürlerin Anadolu’da yaşayan topluluklarından Hatti ve Hurrilerin, müziği çok sevdikleri (dini müzikler, ağıtlar v.b.) bilinmektedir.

M. GEGİN- Meral Hanım okurlar bu kitabı nasıl edinebilirler?

M. SAYIN- Okurlarımız mrlsayin7@gmail adresinden bana ulaşarak kitabı alabilirler.

M. GEGİN- Meral Hanım gazetemiz 5 Ocak adına verdiğiniz bilgiler için çok teşekkür ederim.

M. SAYIN- Akademik bilgiler içeren ve hem müzik arkeolojisiyle hem de müzik tarihi öğrencilerine kaynak nitelikteki kitabımı gazeteniz aracılığı ile paylaştığınız için ben teşekkür ederim.

MERAL SAYIN KİMDİR?

1989 yılında Çukurova Devlet Senfoni Orkestrasının açmış olduğu sınavı kazanarak bu orkestrada çalışmalarına devam etti. 2013 yılında aynı orkestradan emekli oldu.

YAZDIĞI KİTAPLAR

"Portakal Çiçeği Kokusunda Adana Sofrası”/ 2014

"Neolitik Çağ’dan Hititlere Anadolu’da Müzik ve Enstrümanlar”/ 2017

"Neolitik Çağ’dan Bizans’a Anadolu’nun Müzik Tarihi” / 2019

“Suna KAN- Kemana Adanmış Bir Ömür” / 2022 İkinci Basım

Kaynak: Haber Merkezi