Atalar; "Öküzün altında buzağı arama" demiş..
Değerli canlar,
"Bir bilen" değil, "bin bilen" olarak gördüğümüz, sözleriyle bizlere rehberlik eden, ışık olan, yol gösteren atalarımız kelamlarını boş yere söylemezler..
-Doludur içleri,
-Hükümlüdür,
-Hakikatlidir,
-Hakkaniyetlidir,
-Özlüdür,
-Açıktır,
-Berraktır,
-Saftır,
-Şeffaftır,
-Sarihtir,
-Ne mana içerdiği de çok bellidir.
.......
Atalar, bugün yaşamış olsa, bugünün alengirli ortamlarına şahitlik etse; "Asla olmaz, olamaz" denen mevzuların büyük ustalıkla mevzi dışına itildiğini görse, fire vermeden, kıble yönüne döner, Allah'a hamdederek, şunu söylerdi;
"İyiki yokuz ve iyiki bugünlere tanık olmamışız."
"Bin düşün, bir söyle" sözü de bize atalarımızdan yadigar..
Altın değerindeki bu yadigarı ne kadar sahipleniyoruz?
Kabul eden tastikleyen varsa, iki elli ve birde sol topuğundan öpmezsem şerefsizim.
"Çok konuşma, güme gidersin" diyenler de onlar..
-Bu kelam doğru mu?
-Kimine göre doğru, kimine göre değil..
-Nerede durduğunuza,
nereden baktığınıza, neyi nasıl süzdüğünüze ve neleri ne kadar büzdüğünüze bağlı..
Süzülüşünüz ve büzülüşünüz hangi yönü işaret ediyorsa;
"Makbuliyet oranınız o kadar geçerli sayılır."
Atalarımızın söylemiş olduğu "tırlar dolusu" sözler arasından süzülüp gelen, öne çıkan meşhur bir söz daha var; "Üzme beni, üzerim seni."
Bugünün zorlu ve meşakkatli ortamını "bizlere dayatanlar" bu sözü bile isteye; "Ezerim seni" şeklinde kullanılıyor..
-Neden kullanıyor?
-Niçin bu yolu deniyor?
"Meydan onların de (!) onun için.
......
Değerli canlar,
İşte bu yüzdendir ki, atalarımızın iğneli, özelliklede çuvaldızlı sözlerini kullanırken, kurnaz davranmak, tilki gibi düşünmek ve azami özen göstermek zorunda olduğumuzu unutmamalıyız..
Daha anlaşılır bir dille ifade edeyim;
"Alfabedeki harfleri YOK sayarsak, kesinlikle VAR sa-yı-lı-rız."