İşte Caner Ak’ın söyledikleri:
HALİL UMUT MELER BİZİ TEMSİL EDİYOR
FİFA’nın ilk kez düzenlediği Kulüpler Dünya kupası oynanacak. 31 Mart 2 Nisan tarihleri arasında 22 tane maç yönetecek aday adayı hakemler için Zürih’te seminer düzenlendi. Seminere ülkemizi temsilen Halil Umut Meler katıldı. Bu seminerin ilki Buenos Aires, ikincisi Dubai ve üçüncüsü de Zürih’te yapıldı. Eğitimcilerden birisi de Cüneyt Çakır idi. Buraya gelen hakemlere eğitim veren isimler arasındaydı. Avrupa’nın üst düzey hakemleri hepsi. Burada eğitimden geçtiler. Tabi ki seçme olacak. Hepsi maç yönetmeyecek. Seminerde, sınavlar, atletik testler yapıldı. Eğitimler verildi. Aynı zamanda 2026 dünya kupasına hazırlık semineri anlamı da taşıyor. Buraya gelen hakemlerin ayrıca liglerinde maçları da izlenecek. FİFA’nın yetkilileri takip edecek. Bir iki güne kadar da liste belli olur. İnşallah Halil Umut Meler de listede olur. Şampiyonlar ligi ayarında. 32 takım ve dünyanın en iyi takımları geliyor. Bu turnuvanın yaklaşık 1 Milyar dolarlık havuzu olacak. Kulüplere ciddi gelir olacak. Ayakbastı parası her kulübe 100 Milyon dolar para verilecek. FİFA’nın 2 Milyar dolar geliri olması planlanıyor. Tabi ki kasaya değil, turnuvaya katılan kulüplere ve oyunculara ciddi para verilecekler. Büyük organizasyon bu.
8 SANİYE KURALI
Turnuvada kaleciler için 8 saniyelik yeni kural uygulanacak. Biliyorsunuz yeni değişen oyun kuralı. Ayrıca hakemlere vücut kamerası takılacak. Yeni uygulamayla vücut kamerası hakemin sahada bakış açısını, oyuncularla iletişimini, neye odaklandığını, oyunu nasıl yönettiğini ekrana yansıtacak. Alınacak dersler olacak. Hakemlerin kişisel gelişimlerine katkı sağlayacak.
Dünyanın her yerinden kulüpler geliyor. Niye ülkemizden kulüp gitmiyor turnuvaya? UEFA ve FİFA’nın kriterleri var. UEFA’nın Avrupa’daki kulüplere, yapmış olduğu organizasyonlara en çok katılan, başarı elde etmiş, derece yapmış takımlara puanlama yapıyorlar. En fazla puan alanlar turnuvaya katılacak. Ülkemizdeki takımlar Avrupa maçlarında derece yapamadığı için 32 takım arasına maalesef giremiyor. Massimo Busacca açıklamalarını okudum. Hakemlere, sahada düşük profilli kalmaları gerektiğini yeni ikinci planda kalmalarını aktardı. Arsenel-Madrid maçını takip ettik. Hakeme itiraz eden oldu mu hiç? Diğer hakemler, o maçta olmayı istemiştir herhalde. Hakem kimmiş diyen bile olmamıştır. Avrupa ile aramızdaki fark bu işte. Diğer açıklamalarda ise futbolu ve golleri görmek istiyoruz diyorlar.
ŞENES ERZİK MÜZESİ OLMALI AMA
Biliyorsunuz TFF’de Cüneyt Çakır, müzesi vardı ve mevcut yönetim kaldırdı. Şimdi buraya Şenes Erzik köşesi yapıldı. Bu karara saygı duyuyoruz. Şenes Erzik, Türk futbolunun önemli bir figürü, önemli derecede yöneticilik yaptı, Avrupa’da Türkiye’yi iyi temsil etti; bizim ağabeyimiz ve duayenimiz. Biliyorsunuz kendisi koltuğu Servet Yardımcı’ya bırakmıştı. Yardımcı da yıllarca UEFA yönetiminde ülkemizi temsil etti. Sonrasında UEFA’nın geçen hafta kongresi oldu. 49. Olağan kongresi. Maalesef TFF olarak yönetime bir isim sokamadık. Bu yönetime girebilmek için TFF Başkanı veya Başkanvekili olmanız gerekiyor. Doğal olarak Servet Yardımcı TFF yönetiminde olmadığı için aday olamadı. TFF yönetimi de herhangi bir aday gösteremedi ve koltuğu kaybettik. Bizim olamadığımız UEFA yönetiminde İsrail, Estonya, Arnavutluk, Hırvatistan, Gürcistan, Ermenistan’dan isimler var. Çok büyük eksiklik. TFF Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu, Türk futbolunu iyi yönetiyoruz diyor. Peki; neden UEFA yönetiminde yokuz? Yıllarca burada koltuğumuz varken, her dönem temsil edilirken, neden yokuz? Bana göre acizlik! Şenes Erzik müzesi olmalı katılıyorum ama Cüneyt Çakır müzesi de olmalıydı. Kaldırmamaları gerekiyordu. Koskoca TFF’de yer mi yoktu? Doğan Babacan’ın da müzesi var. Benim ağrıma gitti. İkinci bir Cüneyt Çakır yok ki, UEFA’da, FİFA da eğitimcilik yapan.
ADANASPOR’UN HAKKI YENDİ
Adanaspor, Sakaryaspor deplasmanında oynamıştı. Burada Adanaspor aleyhine verilen penaltı kararı yanlıştı. O pozisyonda Adanaspor’dan Yusuf Can, önce topa bakıyor ve rakibinin kendisine yaklaştığını fark etmiyor. Rakip geriden geliyor. Yusuf Can kendi topuna yükseliyor ve ayağı ile temas sağlıyor, temiz bir şekilde. Vurduktan sonra top açılıyor. Rakibi ise kendisine yaklaşıyor ve temas gerçekleşiyor. Yusuf Can daha sonra dizini kırarak, kendini koruyor. Art niyetli değil ve oyuncuyu görmüyor. Yavaş çekimde izlediğinizde buradaki temasın sebebi hücum oyuncusundan kaynaklandığını görebilirsiniz. Doğal olarak burada VAR müdahalesi yanlış. Sahadaki hakem ‘devam’ dedi. VAR hakemi de hakemin kararına saygı duyması gerekirdi. Penaltı kararı hatalı. VAR’ın devreye girmemesi gerekirdi. Adanaspor’un hakkı yendi. MHK Başkan Ferhat Gündoğdu, ‘VAR çağırdığında VAR’ın kararından farklı karar vermeyin’ diye talimatı var. Talimat olduğu için karar değişmiyor. VAR’ın bu pozisyona karışması skandaldır. Hata VAR hakeminin.
YASİN KOL’A HAKSIZLIK YAPILIYOR
Geçtiğimiz haftalarda derbi maç oynandı ve maça Yasin Kol atandı. Biliyorsunuz sözleşmesi yok. (maaş almayan hakem). Üst klasmanda 50 hakem var. 20 tanesi maaşlı. 2015’te hakemlere sözleşme yapılıyordu. Bugün ise MHK başkanın belirlediği hakemler maaş almaya başladı. Neye göre maaş alıyorlar belli değil. Niye 20 kişi maaş alıyor? Yasin Kol sezon başında MHK tarafından değersiz görülmüş ve Süper ligde maç yönetemeyecek hakemler arasındaydı. Herhangi bir maaş listesine de eklenmedi. Sadece 5500 TL., aylık ücret alıyor. Bu arada Federasyon bu 5500 TL., antrenman ücretini bile yatıramıyor. Eylül, Ekim, Kasım ayını yatırmamışlar. Siz, derbi maçını Yasin Kol’a veriyorsunuz ama maaşlı hakeminiz değil. Ozan Ergün de maaşsız. Zorluk derecesi yüksek maç veriyorsunuz. En ufak şeyde Yasin Kol diyorsunuz. Yasin Kol köle mi? Diğer taraftan bakıyorsunuz 7 FİFA hakemi evde maç izliyor. Yasin Kol, maaş almıyor ama derbi maça atanıyor. Niye hakkını yiyorsunuz. Adaletten bahsediyorum ben.
Bir de gelen bilgilerde bazı FİFA hakemleri dört büyüklerin maçını yönetmem diyormuş. Böyle bir şey olabilir mi? Derbi maçını yönetmem diyen bir tanesinin de sözleşmesi var. Bu nasıl olur? Siz TFF’ye bağlısınız! Maaş alıyorsun, diğer taraftan maç için MHK ile pazarlık yapıyorsun. Kim yönetecek peki maçları? Ben mi yöneteceğim. Maaş alan sizsiniz. Sen yönetme, o yönetmesin. Sonra maaş alsın. Kim yönetsin? Hemen Yasin Kol gel maç yönet. Yasin Kol’un ailesi yok mu, giderleri yok mu? Haksızlık yapılıyor. TFF Başkanı kimsesizlerin kimsesi olacağım diyordu. Peki; bunu söyleyen Başkan nerede? Buradan Başkan Hacıosmanoğlu’na sesleniyorum; Yasin Kol’a maç veriyorsanız o zaman maaş verin ve adaletsizliği ortadan kaldırın. Yarısına maaş ver, yarısına verme! Neye göre belirlendi bu sistem. MHK Başkanı Ferhat Gündoğdu kendisine sözleşme yapmayı biliyor. Burada mağdur olan hakemlere neden yapmıyorsun. Bu hakemlerin neyi eksik. 3-4 kat maaş alan hakemler var aralarında. Çıkın açıklayın, gizli kapaklı işler yapıyorsunuz. MHK işine gelen açıklamayı yapıyor, işine gelmeyeni yapmıyor.
HAKEMLER TARAFTARLARI MAHKEMEYE VERİYOR KONU TFF’DE
Gazeteci Tahir Kum, çeşitli iddiaları sütunlarına aktardı.
TFF yönetimi hakemlere, kaç dosyanız var diye soru yöneltiyor. Hakemler bu soru karşılığında yanlış beyan veriyor. Oraya 1000 dosya yazmış. Bakıyorlar 1000 dosya değil 3000 dosyası çıkıyor. Bağlı olduğu kurumunu da yanıltıyor. Yanlış beyan var yani. Maç yönetimine bakıyorsun, savunacağım zaman kırk kez düşünmeye başlıyorum. Hakemler, kendilerine sosyal medyada hakaret ve küfür edenleri mahkemeye veriyor. TFF olayı soruşturuyor. Bu olaylar yaşanıyor ki, verdikleri kararı nasıl destekleyeceğiz. İddialara dayanarak, hakem gözünün önündeki penaltıyı vermiyor, ikinci sarı karttan atmıyor, bir maçta 3-4-5 sarı kart çıkması lazım ama çıkarmıyor. Penaltıyı vermiyor. Bütün bunlar olurken iddialara göre ben nasıl ikna olacağım. Hakem, maçın devre arasında soyunma odasına gidiyor. Cep telefonunu çıkarıp kendisine yönelik hakaret ve küfür var mı diye bakıyor. Anında devre arasında avukatına gönderiyormuş. 10 bin hakaret olsa 1 Milyon para yapar. Bu rakamlar daha da yükseliyor.
Bir de 18 yaş altı mahkemelik olan taraftarlar var. Bu genç taraftarlar konunun ciddi olduğunun farkında değiller. Anında hakaret ediyorlar. Hakemler profesyonel olmuş. İşin içinde Avukat var, yazılımcı var, iş adamı var, siyasetçi var deniliyor. Yazılımcı, ne kadar küfür hakaret varsa süzgeçten geçirip önlerine veriyor. Avukat da gereğini yapıyor. Bu gençlerin geleceği var. İlerde iş dünyaları olacak. Doğal olarak aileleri tedirgin olmuş durumda. Devamında daha fazla para talep ediliyor. Nasıl bir vicdan var bunlarda. Peki, TFF yönetimi ne yapıyor? Bir defa hakemlere bundan sonra sizin hakkınızı ben koruyacağım demesi gerekiyor. Hakeme sahip çıkmazsan hakemlerde bu yollara girer. Avrupa’da bunun örneği yok. Bu işlere bulaşmış hangi hakem varsa yollar ayrılmalı.
KÜRŞAD UÇAR DAHA ÖNCE ATANMALIYDI
İl Hakem Kurul Başkanlığına Mustafa Kürşad Uçar getirildi. Mustafa Kürşad Uçar ve ekibine başarılar diliyorum. Daha önceki dönemlerde bölgesel kurulda görev almış, hakemlik yapmış deneyimli bir isim. Geç kalınmış karar. Daha önce göreve getirilmeliydi. Bir önceki kurulun yaptığı hatalar, yapılan şikayetler TFF’ye kadar ulaştı. Öncesi liyakatli atamaydı. Onları da arkada başka isimler yönetiyordu. Şimdi liyakatli oldu. Diğer illerde de böyle olmalı. Bölgesel hakem Kurulu Başkanlığına ise Nevzat Adal geldi. Atamalarda eğitim ve gelişim açısından faydalı olacaklardı.