Dezenflasyon, genel olarak bir ülkede enflasyon oranlarının sürekli azalma eğiliminde olmasıdır. Dezenflasyonist ortamda hala enflasyon vardır, ancak oranı giderek azalmaktadır. İnsanların çoğu bu ortamda fiyatların düşeceğini bekler, aksine fiyatlar artmaya devam eder, artış hızında azalma meydana gelir. Örnek vermek gerekirse, bir ürünün 100 TL olan fiyatı ertesi ay 104 TL, bir sonraki ay 106 TL, daha sonraki ay 107 TL olacaktır. Fiyatlardaki artış hızının azalması, orta ve dar gelirli kesimde göreceli bir rahatlamaya neden olur. Bu durumun bir süreç olarak tanımlanması, uzun bir süreyi kapsamasından kaynaklanmaktadır.
Beş yıl önceye gittiğimizde, siyasi iktidarın, ülkemizde ekonomik sıkıntı olmadığını, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu, dört yıl önceye gittiğimizde, ekonomideki sıkıntının “dış güçlerden” ileri geldiğini, üç yıl önceye gittiğimizde “ekonomideki sıkıntının” farkında olduklarını, iki yıl önceye gittiğimizde, ekonomideki sıkıntının farkında olduklarını ve çözeceklerini söylediğini okurlar hatırlayacaktır. 2024 yılından itibaren de dezenflasyon sürecinin başlayacağı dillendirilmektedir.
Dezenflasyon sürecinin başlayacağı ay sürekli ötelenmekle birlikte, eylül ayı ile birlikte sürecin başlayacağı en üst perdeden dile getirilmişdir. Umarım bu sefer tahminleri tutar. Zira, şimdiye kadar iktidarın ekonomi alanındaki tahminlerinin tuttuğu hiç görülmemiştir. Yaklaşık 3 yıllıdır süren yüksek enflasyon süreci, orta ve dar gelirli kesimi “perişan” etmiştir. Bu nedenle, enflasyonun azalması değinilen kesimin bir nebze olsun rahatlamaya neden olacaktır.
Ülkemizin dezenflasyonist sürece girmesinin önünde çok büyük engeller vardır. Bu engeller “dış güçlerden” değil, siyasi iktidarın bizatihi kendisinden kaynaklanmaktadır. Dini ve siyasi yapılara, yap-işlet-devret modeline, kamudaki israfa, siyasi faaliyetlere akıllara durgunluk verecek büyüklükte paralar harcayarak, devasa büyüklükte “bütçe açığına” dış güçler değil, iktidarın kendisi sebep olmaktadır. Bütçe açığını kapamak için ÖTV, KDV, elektrik, doğalgaz, akaryakıt, köprü ve yollara yüksek oranlı zamları “DIŞ GÜÇLER” değil, bizatihi hükümet yapmaktadır. “maliyet enflasyonuna” neden olan değinilen zamlar yapıldığı sürece, dezenflasyon süreci gerçek anlamda başlamayacaktır. Enflasyonda olası düşük oranlı azalma ise hiçbir işe yaramayacaktır.
Ülkemizin selameti için yaşanan yüksek enflasyonun % 5 düzeyine indirilmesi acil ve hayati derecede önemli hale gelmiştir. İktidar bloğuna oy veren seçmenlerin, dezenflasyon sürecinin başlatılmasını siyasi iktidardan “güçlü ve kararlı” bir şekilde talep etmesi, onların en önemli vatandaşlık görevidir. Yine, bahse konu seçmen grubunun çoğunluğunun, alt gelirlilerden oluştuğu göz önüne alındığında, dezenflasyon sürecine girilmesinin en çok kendilerine yararı olacaktır.
Saygılarımla,