Turizm sektörünün duayen isimlerinden Aytekin İşçi, Avrupa Birliği Haber Ajansı euroepan union dergisine bir yazı kalem aldı. Yaşadığımız asrın felaketine ilişkin umutları yeşerten bir hikayeyi paylaşan Aytekin İşçi, yaşanan tüm olumsuzluklara karşın insanın umudunu asla kaybetmemesi gerektiğine dikkat çektiği yazısı şöyle:
Türk milleti olarak yüz yılın en büyük felaketiyle karşı karşıyayız.
Yaklaşık 14 milyon insanımızın yaşadığı 10 ilimizi etkileyen ve on binlerce yurttaşımızın hayatını kaybetmesine yol açan depremin, Hiroşima’ya atılan atom bombasından kat kat daha büyük bir tahribata neden olduğu uzmanlar tarafından ifade ediliyor.
Hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı ve sabırlar diliyorum. Birbirini izleyen açıklamalara, sosyal medya mesajlarına, sergilenen tutum ve davranışlara şahit oldukça, yaşanan felaketin; bu hoyrat dili ve davranışları, ötekileştirmeyi ve kutuplaştırmayı bir süreliğini de olsa rafa kaldıracağına dair ümidimiz de yıkıntıların altında kaldı.
Acımız büyük..
Morallerimiz bozuk..
Ruhumuz yorgun ve bitkin..
Bütün bu olumsuzlukların arasında moralimi düzelten ve geleceğe dair umutlarımı artıran şey ise Türk milletinin yardımlaşma ve dayanışma ruhuna yeniden şahit olmam. Adeta bu ayrıştırıcı dile inat, yediden yetmişe yurdun ve dünyanın her köşesinden vatandaşlarımız, gerek bireysel gerek sivil toplum örgütleri ve meslek örgütleri vasıtasıyla kenetlendi, ve “biz biriz” dedi.
Tüm yaşadıklarımız bana “dört mum” hikayesini hatırlattı.
Dört mum yavaşça yanıyordu. Ortam çok sessizdi ve konuşmaları duyuluyordu.
İlk mum konuştu: “Ben barışım. Hiç kimse benim yanık kalmamı istemiyor biliyorum ki söneceğim” dedi. Kısa süre sonra alevi azaldı yavaşça söndü.
İkinci mum konuştu: “Ben doğruluğum. Neredeyse herkes, beni artık gerekli görmüyor. O nedenle artık bana gerek yok” dedi ve konuşmasını bitirdi. Alevi azaldı ve söndü.
Üçüncü mum konuştu: “Ben sevgiyim… yanık kalmam için artık gücüm yok, insanlar beni bir kenara bıraktı ve önemimi anlamadı… Kendilerine en yakın olanları bile sevmeyi unuttular” dedi. Alevi azaldı ve söndü.
Ansızın bir çocuk odaya girdi ve üç mumun yanmadığını gördü. “Neden yanmıyorsunuz? Sizin sonuna kadar yanmanız gerekir” dedi ve ağlamaya başladı.
Dördüncü mum çocuğa döndü ve; “Korkma ben hala yanıyorum diğer mumları yeniden yakabiliriz… Ben UMUDUM” dedi. Parlayan gözlerle çocuk umut adlı mumu aldı ve diğer mumları tekrar yaktı. Bizi hayata bağlayan şey umudumuzdur.
Hep birlikte tutacağımız umut mumunun alevi barış, doğruluk ve sevgi mumlarını tekrar canlandıracaktır. Yeter ki kendimize, birbirimize inanalım ve umudumuzu kaybetmeden çalışmaya devam edelim