Ramazan Bayramı'nı idrak ediyoruz.
-Heyecan yok (!)
-Telaş yok (!)
-Düşünce çok.
-Tasa var.
-Gam var.
-Bugünün zorlu şartlarında, önce IK, sonra PIK edenler var.
-"Yarını nasıl geçiririm" diye düşünen çilekeş vatandaş var.
-VAR'ı, inatla ısrarla YOK etmek isteyenler var.
Bu cenderede nefessiz kalana kadar boğuluyor, portakal gibi sıkılıyoruz.
Evet dostlar, mübarek Ramazan Bayramı'ndayız.
Her fırsatta vatandaşını düşünen (!) koruyan (!) kollayan efendiler (!) emeklilere bayram harçlığı müjdesi verdi...
Dediki;
"Eyyyyy benim vefakar, cefakar, fedakar emeklim... Bu bayramda size zammın kralını vereceğim... Almış olduğunuz 3 bin liranın üzerine bin lira daha koyarak, rakamı 4 bin liraya çıkarıyorum... Helali hoş, hoş-i helal olsun... Güle güle, gürleye gürleye ve hatta gümbürdüye gümbürdüye harcayın."
........
Koskocaman 4 bin lira...
Harcamakla bitiremezsin...
Bu böyüüüüüük parayı nasıl harcayacaklarını bilmeyenler olabilir... Rakam, inanılmaz boyutlarda (!) olunca, hesabı şaşırmak çok normal...
"Naçizane" kabulünden, onlara şu nasihatte bulunmak isterim;
-Paniğe gerek yok... Telaş yapmayın... Bankaya gidin, size verilen parayı cebinizden çıkardığınız "siyah poşete" doldurun... Poşet, sakın ola "beyaz" olmasın... Peşinize düşen gavatlar, poşetiniz "beyaz" olduğundan paranızı görür, kısa zaman içinde de "götüüüür" eder... Bunu yapmaz, bu riske girmek istemezseniz komşunuzdan "el arabasını" borç alın, paranızı itinayla oraya doldurun, üzerini "talaş" ile örtün, gönül rahatlığı ile evinize gidiiiiiin...
Oğlunuzu, kızınızı mı evlendireceksiniz... Ne istiyorlarsa fazlasıyla alın... Okuyan, askerde olan evladınıza para mı yollayacaksınız... Ziyadesiyle yollayın... Yakınlarınız, eşiniz, dostunuz sizden borç mu istedi... Çekinmeden verin... Hatta "jest yapın," verdiğiniz borcu geri istemeyin...
Hiç korkmayın, hiç tereddüt etmeyin...
Neden mi?
"Efendiler, sizlere ganimeti teslim ettiklerinin farkında değil de ondan.!!!"