HAYAT PAYLAŞMA OKULU

İnsan olarak yaşadığımız Dünya içinde hangi konumdayız?

   Zaman içinde değişik düşünceler üretiyoruz aslında. Ancak yakın çevremiz ve bilebildiklerimizle kıyaslar yapabiliyoruz. Çoğu zaman varlarımızı değil, yoklarımızı düşünerek hayıflanıyoruz.

Dünya nüfusuna 100 üzerinden bakarsak bu gün itibariyle hangi bilgileri ediniyoruz?

·         Dünyanın yüzde 57’si Asyalı, 21’i Avrupalı, 14’ü Amerikalı, yüzde 8’i Afrikalı.

·         Bu insanların, yüzde 52’si kadın,  48’i erkeklerden,  yüzde 30’u beyaz, 70’i beyaz olmayan insanlardan oluşuyor.

·         Yüzde 30’u Hıristiyan olduğunu, yüzde 70’i diğer dinlerden inanç sahibi olduğunu belirtmiş.

·         Yüzde 89 heteroseksüel, yüzde 11’i homoseksüel olarak yaşıyor.

·         Dünya servetinin yüzde 59’u, dünya nüfusunun yüzde 6’sının elinde ve bunların büyük çoğunluğu ABD kökenli.

·         Sadece insanların yüzde 20’si evlerde yaşıyor. Yüzde 30’u okuma yazma biliyor. İnsanların ancak yüzde biri bilgisayar sahibi olabiliyor.

·         Aynı şekilde Üniversite mezunları sayısı da yüzde bir olarak Dünyamızda yer alıyor.

·         Bir kişi ölmek üzere, bir bebek doğmak üzere şu anda dünyamızda.

Bu gün uyandığınızda sağlıklı uyanmış iseniz…

   Çok şanslısınız. Çünkü bir hafta sonrasını göremeyecek bir milyon insan var. Eğer yaşadığınız yerde savaş tehlikesi, işkence görme ihtimali, aç kalma korkusu ile karşı karşıya değilseniz, 500 milyon insandan çok daha iyisiniz.

   Tutuklanmaktan, işkence görmekten yahut öldürülmekten korkmadan ibadethaneye gidebiliyorsanız, 3 milyar kişiden daha iyi bir şansa sahipsiniz.

   Buzdolabınızda yiyeceğiniz, üzerinizde elbiseniz ve başınızı sokup uyuyabileceğiniz bir eviniz varsa,

Dünyadaki insanların  % 75'inden daha zenginsiniz. Bankada ve cüzdanınızda para varsa, dünyanın en imtiyazlı % 8'i arasındasınız. Anneniz, babanız sağ ise, siz bu dünyada nadir kişilerden birisiniz. Şu anda bu yazıyı okuyorsanız, okuma yazma bilmeyen 2 milyar kişiden biri değilsiniz.

Yaşamdaki sen, bu durumda neredesin?

   Alman Dünya Nüfusu Vakfı'nın açıkladığı verilere göre 2020 yılında 82,3 milyon artan dünya nüfusu, güncel durumda tam tamına 7 milyar 837 milyon kişiden oluşuyor. Dünyadaki insan sayısı her saniye 2.6 kişi artıyor. Bu hesapla 2024 yılı başlarına kadar dünya nüfusunun sekiz milyarı aşması bekleniyor.

İnsan dışında diğer yaşam türlerinin ne kadarı kayboldu biliyor musunuz?

   Tespit edilebilmiş olan 1.601.873 adet yaşam türü kaybolmuş vaziyette. İnsanlar çoğalıyor, diğer yaşam türleri giderek yok oluyor. 

Şimdi bu kadar verileri okuduktan sonra;

Yaşamdaki yerimiz iyi ise sevinmeli mi, yoksa diğer insanların durumunu düşünüp üzülmeli miyiz?

   Her birimiz kendi algı mekanizmalarımızla oluşan sinyallerden oluşturduğumuz, tasarımların gerçekliğini yaşıyoruz. Dünya üzerinde tek başımıza olsak, kendi gerçekliğimizi yaşar ve başka kimse olmadığı için, algıların oluşturduğu gerçeklerde çatışma olmazdı. Oysa yaşamı bu dünya üzerindeki ve hatta tüm Evrendeki canlılarla birlikte algılıyoruz. Her birimiz uzay boşluğunda bir küresel duruşa, değişik açılardan bakıyoruz. Baktığımız yerden algılarımızla oluşan tasarımlar, bizim açımızdan en doğru gerçek olarak ortaya çıkıyor. Oysa aynı küreye tam aksi istikametten bakan bir başka insanın algıladığı gerçeklerde, ona göre en doğru tasarımlar olarak algılanıyor.

Hayat paylaşma okulu değil mi?

   Hayatı her canlının gerçeklerini kabul ederek algılamak varken, neden insanlar başkalarını ötekileştiriyor. Senden-benden diye ayrıştırıyor.

   Oysa daha bir yıl önce asrın felaketiyle karşılaştık ve bu felakette ayrımsız olarak aynı kaderi yaşadık. Belki de binlerce yaşamını yitirenlerden biriydik. Yeni bir hayat bahşedildi bize.

   Ülkemiz krizlerle boğuşuyorken, koltuk telaşı içinde olanları hayretle izliyoruz. Adaylık çekişmeleri, beklentiler, ayrışmalar, kavgalarla, kötülemeler ile hangi hizmetin hayalini kurabileceğiz bilemiyorum. Ama paylaşma kültürünü, halka hizmet anlayışla yapılabileceğini, yine ancak halkımız öğretecek siyasetçilere.

   İşte paylaşma kültürünün olmazsa olmazı ve ortak paydası, bu ülkenin yurttaşları olarak bizleriz diye düşünüyorum.