İbadeti Bile Fırsata Çevirdiler

Zam dendiğinde artık eskisi gibi sinirlenmiyor, üzülmüyor, dert etmiyor, kafamıza takmıyoruz.

Psikolojimiz zamlara karşı bağışıklık kazandı.

Gelen her zamma eyvallah diyoruz.

Hayat pahalılığı, asgari ücret, emekli maaşlarının yetersizliği, işsizlik…

Geçim derdi vatandaşın canına tak etti.

İnsanlarda ne tasarruf edecek hal, ne de kemer sıkacak bel kaldı!

Üstüne bir de fırsatçılarla mücadele ediyoruz.

Doymak bilmeyen açgözlüler, alım gücümüzü sıfırın altına indirdi.

Bu fırsatçılar; salgınlardan, felaketlerden pay çıkarıyor, bir türlü doymuyor, yeni fırsatlar kolluyorlar.

***

Dünyayı, ülkemizi kasıp kavuran korona virüs, açgözlüler için fırsat olmamış mıydı?

On binleri canından eden, yüz binleri yaralı sakat, milyonları evsiz işsiz, biçare bırakan deprem felaketini de fırsata çevirmemişler miydi?

Yılbaşı sevgililer günü, bayramlar seyranlar da fırsatçılar için büyük nimet değil mi?

Tam ‘Sırada ne var acaba?’ derken, bir ‘FIRSAT’ kapısı daha açıldı,

11 Ay’ın Sultanı Ramazan…

Hani salgında; maskesinden kolonyasına, dezenfektanından temizlik malzemelerine..

Deprem felaketinde; odunundan kömürüne, yorganından battaniyesine, bir tas çorbadan bir şişe suyuna, çadırından konteynerine, kirasına kadar mazlumun ahını almaktan intiba etmeyenler,

Krizi fırsata çevirenler olmadı mı!   

İşte Ramazan Ayı da, fırsatçıların dört gözle beklediği ekmek kapısı.

Sadece krizi fırsata değil, ibadeti de fırsat bilen ‘Ramazan Fırsatçıları!’ ile mücadele ediyoruz.

Geçim derdiyle boğuşan garibana, bu mübarek ayda da ellerinden gelen zalimliği yapıyor, bire beş katıp fiyatları kat be kat yükseltiyorlar.

Etinden sütüne, çayından şekerine, peynirinden zeytinine, pidesinden somununa, unundan yağına, sebzesinden meyvesine…

He şey ateş pahası!

“Ramazan geldi hoş geldi” sözü, “Ramazan geldi, fırsat geldi!” oldu. 

***

İftar ve sahur sofralarında öyle çeşit çeşit yemekler yok artık!

İftarda bir bardak su, bir tas çorba bir lokma ekmek,

Sahurda ise, zeytin-ekmek neyimize yetmiyor!

Gariban yine canının çektiğini televizyondan, sosyal medyadan görecek!

Öyle ya, kendi insanına acımayan, çıkarcı ve fırsatçılar varken,

Kim takar garibanı!

Ne yazık ki ibadeti bile fırsata çeviren toplum haline gedik!

Ne diyeyim;

Allah kabul etsin!