KAMUDA TASARRUF TEDBİRLERİ

Bu günlerde ekonominin ana gündemini “kamuda uygulamaya konulacak tasarruf tedbirleri” oluşturmaktadır. Ülkemizi yaklaşık 22 yıl yöneten bir iktidarın, devlette israf olduğunu yeni keşfetmesi, israfı önleyecek tedbirleri yürürlüğe koyacağını açıklaması çok acı bir durumdur. Üstelik bu iktidarın muhalefette iken mevcut iktidarları, israf içinde olmakla itham etmesi, iktidara gelmeleri halinde, kamuda israfı önleyecekleri konusunda vaatte bulunması, acı durumu, içler acısı bir hale sokmaktadır. Sözün bittiği yer işte burasıdır.

Durum böyle olmakla birlikte, tasarruf tedbirlerini Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile Hazine ve maliye Bakanı’nın birlikte açıklaması, hükümetin konuya verdiği önemi göstermesi açısından önemli idi. Ne var ki tasarruf tedbirleri uygulanacaklar arasında, Cumhurbaşkanlığı’nın, TBMM’nin, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın, Yap-İşlet-Devret modelinin, iktidarla bağlantılı tarikat-cemaat-vakıfların olmaması, bir futbol deyimi olan dakika bir gol bir durumu yarattı. Zira, en fazla israf içinde olan kurumların, tasarruf tedbirlerinden muaf tutulması, hepimizin aklı ile alay edildiğinin işaretiydi.

Yukarıdaki sayılanlar tasarruf yapmayacak ise kimin tasarruf edeceği merak uyandırdı. Bu konudaki merakımız uzun sürmedi. Tasarrufu kamu çalışanlarının ve emeklilerin yapacağı altı defalarca çizilerek anlatıldı. Maaşlarına, ücretlerine, ikramiyelerine enflasyonun üzerinde zam yapılmayacağı net olarak ortaya kondu. Personel servislerinin kaldırılacak olması ise tam anlamıyla şok etkisi yarattı. Yürekleri burktu. Koskoca devletin, kamu çalışanlarının servisine göz dikmesi, bölgesel güç olma iddiası ile taban tabana zıttı, akıllarda kocaman soru işareti bıraktı.

Öte yandan, kamuya yeni araç alımının veya kiralamaların üç yıl yapılmayacak olması, emekli olanların yerine yapılacak personel alımının dışında, ilave personel alımının durdurulması, çok zorunlu haller ve projesi başlananlar dışında yeni kamu yatırımı yapılmaması, açılış- kutlama benzeri törenlere para harcanmayacağının söylenmesi, yukarıdaki paragraflarda anlatılan eksiklikleri bir nebze olsun azalttı. Yüreklere su serpti.

Okurlarımın büyük bir kısmının, biz buna benzer çok tasarruf tedbiri paketleri gördük, hiç birisi doğru dürüst uygulanmadı, bunun da akıbeti aynı olur, açıklanan tedbirler milletin gazını almaya dönük dediğini duyar gibiyim. Kendim de kamuda Müfettiş, Müdür ve Bölge Müdürü olarak 33 yıl çalıştım. Bu süre zarfında sayısız Tasarruf Genelgesi gördüm. Ne yazık ki hiç birisi işe yaramadı. Çünkü, kamudaki çalışanlar bu tedbirlere inanmıyordu. Tasarruf tedbirlerine, önce üst düzey yöneticilerin uymasını bekliyordu. Kısaca, balık baştan kokuyordu. Yine de umarım bu sefer böyle olmaz. Zira, hepimizin açıklanan tedbirlerin işe yaramasına çok ihtiyacımızın olacağını ifade ederek, bu günkü yazımı noktalıyorum.

  

Saygılarımla,