Kimi kime…?

Kulağı çınlasın sevgili Cem Boyner ile, 1995’li yıllarda Yeni Demokrasi Hareketi (YDH) adlı bir siyası parti kurmuştuk.

Hatırlayanlar aramızda ne kalite isimler olduğunu iyi bilir.

Kemal Derviş gibi, İbrahim Betil gibi.

Adana Barosu avukatlarından Yakup Bulut da bizimleydi.

Bir yazımda, karikatürünü çizdiğim için Süleyman Demirel’in hoş görülü bir anısını anlatmıştım.

Bu da bir başka hikayesi.

Ben pek severim de.

***

Demirel’e ülkenin durumu hakkında  “ne düşünüyorsunuz?” diye sorulmuş.

O meşhur gülümsemesi ile cevap vermiş;

“Baksana bunu bir fıkra ile anlatayım da sabah neşesi olsun” diye girmiş söze,

“Osmanlı veya Selçuklu döneminde,  yolsuzlukları ile ünlü ‘Karakuşi’ adında bir kadı varmış.

Bir gün Karakuşi Kadı, bir fırının önünden geçerken burnuna güzel bir koku gelmiş.

Vitrinde güveç içinde nar gibi kızarmış, sahibini bekleyen nefis bir ördek var.

Karakuşi kadı fırıncıya;

“Ben bunu aldım” demiş.

Kadı bu, itiraz edilir mi?

Fırıncı hemen ördeği paket yapıp vermiş.

Az sonra ördeğin asıl sahibi gelmiş.

“Hani bizim ördek?”

Fırıncı boynunu büküp “Uçtu” demiş.

Tabi iş kavgaya dönüşmüş.

Kavga sırasında fırıncı, araya giren bir gayrimüslim müşterinin gözünü çıkarınca, korkup kaçmaya başlamış.

Tabi gayrimüslim de peşinden kovalıyor.

Bir duvardan atlarken, bilmeden duvarın öteki yanındaki, hamile bir kadının üstüne düşmüş.

Kadın çocuğunu düşürdüğü için, kadının kocası da fırıncının peşine düşmüş.

An havliyle kaçan fırıncının çarpıp devirdiği Yahudi bir vatandaş da kızıp peşlerine takılmış.

Sonunda duruma müdahale eden zaptiyeler hepsini yakalayarak Karakuşi Kadı’nın karşısına çıkarmışlar.

Kadı sırayla sormuş;

Ördeğin sahibi;

“Bu adam ördeğimi hiç etti” diye şikayet etmiş.

Karakuşi kadı, fırıncıya sormuş;

“Ne yaptın bu adamın ördeğini?”

Fırıncı “Uçtu” demiş.

Kadı, kara kaplı defterini açmış.

“Ördeğin karşısında tayyar yazılı. Tayyar ‘Uçar’ anlamına gelir. O halde ördeğin uçması suç değil” diyerek fırıncının ördek işinden beraatine karar vermiş.

Gözü çıkan gayrimüslim vatandaşa sormuş.

Onun şikayetine de kara kaplı defterden bir madde bulmuş.

“Her kim, bir gayrimüslimin iki gözünü çıkara, o müslim’in tek gözü çıkarıla”

Davacı;

“Benim tek gözüm çıktı şimdi ne olacak?” diye sorunca, Karakuşi kadı

“Şimdi” demiş “fırıncı senin öbür gözünü de çıkaracak, bizde onun tek gözünü çıkaracağız”

Tabi gayrimüslim şikayetinden hemen vaz geçmiş.

Fırıncı bu davadan da beraat etmiş.

Çocuğunu düşüren kadının kocasına da, kadı;

“Karını vereceksin, bu adam yerine yeni çocuk koyacak” deyince, adam da şikayetini anında geri almış, fırıncı bu davadan da kurtulmuş.

Kadı dönmüş Yahudi’ye;

“Senin şikayetin nedir bre?”

Yahudi bir süre düşündükten sonra, ellerini açmış;

“Ne diyeyim kadı efendi” demiş. ”Adaletinle sen bin yaşa”

Demirel bu fıkrayı anlattıktan sonra kendisini dinleyen topluluğa dönerek;

“Ananı öpen kadı ise, kimi kime şikayet edeceksin bre?” diye noktayı koymuş.