Gelelim Lidya’nın kutsal kitaplara ve mitolojilere konu olmuş son Kralı Karun’a
Bizde daha çok Karun ismiyle bilinen Kral Krezus’un dönemi, Lidyalıların en parlak dönemiydi. M.Ö. 595 yılında doğan Karun, 35 yaşındayken Lidya tahtına geçti. Mitolojiye göre Karun o kadar çok altın meraklısıydı ki, dokunduğu her şeyin altın olması için tanrılara yalvardığı ve tanrıların onun bu istediğini kabul ettiği söylenir. Antik Yunan Tarihçisi Heredot, onu dünyanın en zengin kişisi olarak tanımlar. Paranın elde edemeyeceği hiç bir şey olmadığını söyleyen Karun, Lidya Krallığının artık savaşlarda da boy göstermesi gerektiğine inanmaktaydı. Böylelikle kurduğu paralı askerlerden oluşan ordusuyla sefere çıkmaya hazırlandı. Fakat Lidyalılar ticaretten anlayan, savaşla pek işi olmayan bir krallıktı. Bu yüzden Karun ordusundaki paralı asker sayısını fazla tutarak girdiği savaşlarda genelde sayısal üstünlükleriyle rahat zaferler elde etti ve çok kısa bir zaman içerisinde etrafındaki 11 krallığı da hâkimiyeti altına aldı. Ancak doğuda gözünü Lidya Krallığına dikmiş büyük güç doğuyordu. Bu gücün adı, Pers İmparatorluğu…
***
Anadolu topraklarını ele geçirmek ve Ege kıyılarına kadar ilerlemek isteyen Persler, büyük bir orduyla Lidya topraklarına girdi. Kral Karun, paralı askerlerden oluşan büyük ordusuyla zafer kazanacağına emindi. İki ordu karşı karşıya geldiğinde Lidya Ordusunda çözülmeler yaşanmaya başladı. Kalabalık Pers Ordusu karşısında zafer umudunu kaybeden askerler, savaş alanını bir bir terk etiler. Sayısal üstünlüğünü kaybeden Lidya Krallığı, M.Ö. 546 yılında yapılan savaşta Persler karşısında büyük bir bozguna uğradı ve krallık yerle bir oldu.
Tarihçiler para sayesinde kısa zamanda büyük güce ulaşan Lidyalıların yıkılmasının en önemli sebebinin de yine para olduğu konusunda hemfikirdirler. Vatan sevgisiyle değil, sadece para için savaşan askerler zoru görünce kaçmış, bu da büyük bir uygarlığın çok kolay bir biçimde yıkılmasına sebep olmuştur.
Karun’la ilgili en detaylı bilgiler kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de Kasas, Mümin ve Ake Büt surelerinde görünmektedir. Bu surelerde Karun’un İsrailoğulları’ndan olduğundan ve devasa servetinden bahsedilir. Serveti, “Biz ona, anahtarlarını bile taşımanın güçlü bir topluluğa ağır geleceği hazineler verdik” şeklinde tanımlanır.
Karun’un servetiyle böbürlendiğini, “Bunlar bana bendeki bilgi ve beceriden dolayı verilmiştir” dediği belirtilir. Hz. Musa’nın mucizelerine inanmadığını, onun bir sahtekâr olduğunu ve sihirbazlık yaptığını söylediği anlatılır. Bunların sonucunda da Allah’ın gazabına uğradığı, tıpkı firavun gibi helak edildiği yazılır.
***
Peki, dünyanın en zengin insanı olan Karun’a ve hazinesine savaştan sonra ne oldu?
Perslerle yapılan savaşı ordusunun savaş meydanından kaçması sonucu kaybeden Karun, Perslere esir düşer ve bu savaştan bir yıl kadar sonra, M.Ö. 547 yılında esaret altındayken hayatını kaybeder. Dünyanın gelmiş, geçmiş en zengin kişisi olarak bilinen Karun’un hikâyesi böyle ibretlik bir şekilde son bulur. Ancak Karun’un hazineleri hala bu topraklarda bulunmaktadır. Uşak’ın Güre Kasabasında yapılan kaçak kazılarda bulunan bazı parçalar Amerika’ya kaçırılmış, fakat daha sonra hukuki süreçte geri alınmıştır. Som altından yapılan küçük heykeller, bugün hala Uşak Arkeoloji Müzesi’nde sergilenmektedir.
Lakin Karun’un sahip olduğu tonlarca altına ne olduysa hala gizemini korumaktadır.
Sağlıcakla kalın…