LOZAN ANLAŞMASI

24 Temmuz 1923 tarihi, Lozan Anlaşması'nın Lozan'da karşılıklı olarak taraflarca imzalandığı tarihtir.

Lozan Anlaşması, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin tapu senedidir.

Lozan öncesi ile ilgili çok fazla ayrıntıya girmeden sadece Sevr Anlaşması’ndan söz etmek bile Lozan Anlaşması'nın neden devletimizin tapu senedi olduğunu anlamamıza yeter.

Önce şu imza konusunu bir ele alalım. Sevr imzalandı mı, imzalanmadı mı? Bunu tartışmaya bile gerek yok. Çünkü imzalandı da, uygulamaya bile geçildi. Efendim, Meclis'ten geçmedi falan. İngiltere Meclisi bastı,  Milliyetçi kadroları Malta'ya götürüp hapsetti ve Vahidettin de Meclis'i kapattı. Nasıl olacak? Geçin bunları. Ülkeyi işgal edenlerin imza gibi bir derdi mi var? İstediğini yapıyor, Padişah tamamen teslim olmuş. 433 maddelik Sevr şartları o kadar ağır ki, Milliyetçi kadrolar bir araya gelip mücadeleye başlayınca hem 1921 yılı başlarında,  hem de 1922 yılı başlarında yumuşatma girişimlerinde bulunuyorlar. Ankara bu yumuşatma görüntüsündeki soytarılıkları reddediyor elbette.

Lozan Anlaşması'nın bir başka yüzünü de kısaca ortaya koymak gerektir. Lozan'a yetkili olarak gitmek isteyen Rauf ORBAY, ama Büyük Lider Mustafa Kemal ATATÜRK, onun gitmesini istemiyor. Neden? Çünkü Mondros Anlaşmasını imzalayan Rauf ORBAY'dır. Bu konuları bu kadar geçiyorum. Sonuç itibarı ile Hükümet Başkanı olan Rauf ORBAY ile Lozan'da baş delege olan İsmet İNÖNÜ arasında açık çekişme var. İNÖNÜ, Dışişleri Bakanı yapılarak gönderildi ve ORBAY'A bağlı. Böylesine önemli konularda sıkıntıları, hem de ağır sıkıntıları kim giderecek? Büyük Lider, Dünya Devi Mustafa Kemal   ATATÜRK elbette.

Hatta Lozan taraflarca imzalandıktan sonra, delegelerimiz bir süre istemeden orada kaldı. Çünkü, burada onaylanmadı. İNÖNÜ'NÜN ağır şikâyeti üzerine Büyük Lider devreye girerek imzalandı ve onaylandı. Son vurucu konu ile bağlayalım. Lozan delegelerini Rauf ORBAY, Hükümet Başkanı olmasına rağmen karşılayamayacağını Lider'e bildirdi ve onun isteği ile istifa etti ve yerine Ali Fethi OKYAR geldi.

Lozan'da her şey istediğimiz gibi mi oldu? Hayır! Ödünler verildi mi? Evet!

Bakın, biz Lozan'a 1. Dünya Savaşı galiplerinin hepsini savaşıp yenerek gitmedik. Onlardan birinin, yani İngiltere'nin maşası Yunanistan'ı zorla yenerek gittik. Çünkü bitmiş, tükenmiştik ve savaşacak hiç bir halimiz, imkânımız yoktu. O yüzden Milliyetçi kadrolara ve onların liderine saygımız, minnetimiz, sevgimiz bitmez, bitemez.

Devam edeceğim.