"Bir insan kendisinden başka herkesi düşünür mü?
Herkesin iyi olmasını ister mi?
Herkesi mutlu görmek, onlara elinden geleni, hatta fazlasını yapmak ister mi?
"Böyle biri var mı Canbolat?" sorusu sorulsa bana..
Bir saniye dahi düşünmeden;
"İzzet Binen" derim..
Müthiş biriydi.. Anlatılması zor, anlaşılması bir o kadar zor olan bir CAN'dı İzzet Binen..
Mahallesinin abisi, fukaranın babası, amcası, dayısı, dostu, kirvesi, sırdaşı, arkadaşıydı..
Derdi olanın derdini kendi derdi bilen o güzel insanı kaybedenler, kendi canından CAN kaybettiğini anlar ve kabul eder..
Çünkü, böylesi "mümtaz şahsiyetler" çok AZ kaldı..
Çünkü, böylesi "önemli ve özel" değerlerimizi mumla arasak bulamayacak" noktalardayız..
........
Sizlere İzzet Binen'i özetleyen, birebir yaşadığım anımı aktarayım ki, onu tanımayanlar, onun ne denli "koca yürekli ve merhametli" olduğunu anlasın..
O günkü işini çözebilmek için gazeteden beni aldı.. Atatürk Caddesi'nden İstasyon meydanına doğru gidiyoruz.. Yağmur şiddetli derecede yağıyor.. Bir anda ZINK diye durdu İzzet amca.. Arabadan indi, koşmaya başladı.. Ardından da ben koşturuyorum.. Elindeki tablasını kendine "şemsiye" yapmaya çalışan, 6-7 yaşlarındaki çocuğun yanında durdu.. Zavallı çocuk sırılsıklam haldeydi.. Tablasında yaklaşık 50-60 tane halka tatlılar vardı.. Üzerindeki hırkasını çocuğun üzerine attı, onu sıkıca sardı.. Avucundaki paraları, soğuktan titreyen minik avuçlarına sıkıştırırken, saçlarını okşadı ve ona şunu söyledi İzzet Binen; "Evine git.. Daha fazla ıslanma.."
Çocuk; "Amca ceketin" dedi.. "O ceket bundan sonra senindir evlat" cevabını aldı..
Yağmur, daha da şiddetlenmişti.. Arabanın yanında durdu İzzet amca.. Arkasına baktı.. Çocuk, kendine bir sığınak bulmaya çalışıyordu.. Arabayı o yöne doğru sürdü.. Çocuğu aldık, Hürriyet Mahallesi'ndeki evine bıraktık..
"İşimiz ne mi oldu?"
İzzet Binen için hiç önemli değildi.. Çünkü o iş ne kadar önemli olursa olsun, bir çocuğu mutlu etmek kadar önemli olmazdı, o-la-maz-dı.
........
İstese oturduğu mahallenin yarısını alırdı.. O maddi gücü vardı.. Asla düşünmedi, asla yapmadı.. Tam tersini yaptı, "kendinin olanı" fakire fukaraya dağıttı İzzet Binen.
.........
Birer birer yitiriyoruz CAN dediklerimizi..
Kayıp gidiyorlar ellerimizden.. Rahmet-i Rahman'a kavuşuyorlar..
Seni sevenler, sana rahmetlerin "en yücesini" yolluyor.. O rahmetleri, canın kadar sevdiğin biricik eşin Serpil'linle paylaş.. Mekanın Cennet, toprağın bereketli olsun.. Işıklarda ol.. Nur Denizi'nde uyu İzzet amcam.