Osmanlı’nın En ‘Gavat’ Sadrazamı!-2

Ali Paşa kendisine katılanlarla birlikte Sivas’tan yola çıkarak, İstanbul’a doğru yürümeye başladı. Kendisini Çankırı civarında ilk karşılayan Karaman Beylerbeyi Köprülü Mehmet Paşa ve ordusu oldu. Yapılan savaşta zafer, Ali Paşa’nın oldu hatta Köprülü Mehmet Paşa esir alındı.

 

 

Ali Paşa kendisine katılanlarla birlikte Sivas’tan yola çıkarak, İstanbul’a doğru yürümeye başladı. Kendisini Çankırı civarında ilk karşılayan Karaman Beylerbeyi Köprülü Mehmet Paşa ve ordusu oldu. Yapılan savaşta zafer, Ali Paşa’nın oldu hatta Köprülü Mehmet Paşa esir alındı. Bu mağlubiyet Sultan İbrahim’de büyük paniğe yol açmıştı. Ali Paşa’nın ordusuysa cesaretlenerek yeni katılımlarla git gide büyümekteydi. Sultan İbrahim yine ilginç bir karar vererek nikâhlı karısını istediği İbşir Paşa’yı, onun karısını korumak için isyan eden Varvar Ali Paşa’nın üzerine gönderdi.

 

İbşir Mustafa Paşa tüm bu olanları bilmesine rağmen, tam da kendisine yakışanı yaparak ilginç bir taktik izledi. Önce Ali Paşa’ya bir mektup yazarak karısını padişaha teslim etmediği için teşekkür etti ve haklı isyanına ordusuyla beraber katılacağını söyledi.

 

İbşir Paşa ve ordusu yaklaşırken, Ali Paşa ve askerleri zaten kendilerine katılmaya geldiklerini düşündükleri için dinlenmeye çekilmişlerdi. Fakat ikiyüzlü bir politika izleyen İbşir Paşa, ordusuna birden hücum emri verdi. Bu saldırıyı hiç beklemeyen Varvar Ali Paşa esir düştü, ordusuysa çok kısa bir sürede tamamen dağıldı.

 

***

Yakalandıktan sonra İbşir Paşa’nın karşısına çıkarılan Varvar Ali Paşa’nın son sözlerinin ise şunlar olduğu rivayet edilmektedir; “Ben senin avradının ırzını korumak için isyan etmiştim. Beni Allah’ın emrine karşı çıkmayıp da, namusunu koruduğum için mi katledeceksin? Bre P…!” Bu sözlerinden sonra İbşir Paşa tarafından idam edilen Ali Paşa’nın kellesi İstanbul’a, Sultan İbrahim’e gönderildi. İbşir Mustafa Paşa’ya ise ödül olarak Halep Valiliği, daha sonra da Sadrazamlık verildi. Eşi Perihan Hatun’a ise o saatte sonra ne olduğu bilinmiyor.

 

Namus ve şerefini vererek istediği makamları elde eden İbşir Mustafa Paşa, Osmanlı Halkı tarafından hiç sevilmedi ve ölene dek halk arasında, ‘Deyyus-Ekber=En Büyük P...!’ diye anıldı. Olaylardan birkaç yıl sonra da sadrazamlık görevindeyken yaptığı yolsuzluklardan ötürü idama mahkûm edildi. 

 

Sultan I. İbrahim’e ise saray erkânı daha fazla katlanamadı. Bu olaydan 1 yıl sonra bir saltanat darbesiyle tahttan indirildi ve o da idam edildi.

 

Bu dönemde yaşamış olan Evliya Çelebi’nin notlarında Varvar Ali Paşa şöyle geçiyor, “Varvar Ali Paşa; bahadır, yiğit, hüner sahibi ve mert bir askerdi…” 

 

Evet, maalesef koskoca Osmanlı’da bunun gibi olaylar da olmuyormuş. Ne diyeyim, takdir ve yorumları size bırakıyorum.

 

Sağlıcakla kalın…