‘Hayal gücü bilgi edinmenin yol göstericisidir. Hayal edebiliyorsan, o mutlaka vardır. İnsan uzanımlarıyla, kendi zihninin derinliklerinde, yaratıcısı tarafından yüklenmiş bilgiye uzanabilir.’ Mehmet Acevit
Yerel seçimler bizlere yaşadığımız kent için yeni hayaller kurdurabilecek mi?
Yazıma bu soruyla başladım. Nedenine gelince seçim ortamına girdik ve adaylar artık belli oldu. Bir yerel seçim olmasına rağmen, siyasetin söylemlerine ve ittifak arayışlarına bakarsak, yaşadığımız yerlerdeki sorunlarımız yerine, o genel seçimlerdeki kampların oylarıyla belediye başkanları koltuklarına oturacaklar.
Albert Einstein, ‘Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken, hayal gücü tüm dünyayı kapsar’ diyor. İşte bizler de yaşadığımız kent için bizim gibi hayaller kuracak ve o dünyayı kapsayan hayallere sahip ufku olan belediye başkanlarını bekliyoruz.
‘Soyut kavramsal düşünme zekâdır. Matematiksel çıkarım zekâdır, ama edebi çıkarım da öyledir’ diyor Nobel ödüllü fizikçi Eugene Wigner.
Bilimi önde tutarak, sanatın yol göstericiliğinde düşünen ve kadrolarını yaratıcılık konusunda yetisi olanlarla donatarak, hayallerimizdeki şehirleri ortaya çıkaracak başkanlara ihtiyacımız var.
Adana dönüşecek mi?
Dönüşümü madde açısından düşünürsek, başkalaşma veya başka bir şekle dönüşme olarak tanımlayabiliriz. Ancak dönüşümü insan açısında ele aldığımızda, sadece şekil olarak değil, başkalaşmayı, bilgi, bilinç ve kültür açısından da irdelememiz gerekiyor.
Bu bakımdan dönüşüm aslında var oluşun en değişmeyen kuralı oluyor. Madde ve canlılar sürekli bir dönüşüm içindeler. Bilinç düzeyinde dönüşüm ileriye doğru olduğunda buna, “Tekâmül” deniyor. Bilinç ileriye doğru değişince, eski bilinç ölüyor ve yerine yeni bir bilinç doğuyor. Buna Şems-i Tebriz’i hazretleri, ‘Ölmeden önce ölmek’ olarak nitelendiriyor.
Adana da dönüşüyor. Adana dönüşümünü eski tangolar gibi yapıyor. Hani dans ederken, iki ileri bir geri adım atarak dans edilir ve adına tango denirdi. Ancak biz Adanalılar bu tangoyu, iki geri bir ileri adım atarak yapıyoruz.
Seçime gidiyoruz ve partilerin adaylarını sorgulayıp, beklentilerimiz için cevap alabiliyor muyuz?
Belki milyonlarca insanımız yaşadıkları binalar konusunda endişeleri var “Bir depremde kolayca yıkılacak binalar için hangi çözümleriniz var?” diye sormak ihtiyacındalar.
Binaların dönüşümü bir kenara, “Kentli bilinci açısından bilgilenmek, bilinçli kentli olmak adına ne yapacaksınız?” diye soracak mıyız?
Kent arsa rantları dağıtılırken, “Benim adıma verdiğiniz kent rantlarından payım nerde?” diye sorabilecek miyiz?
Kentin bir başka tarafına onlarca kat imarı verilirken, aynı kentin bir başka köşesinde kaderine terk edilmeyi hiç sorun yapmamaya devam edecek miyiz?
Adana dönüşüyor, ama nereye dönüşüyor?
Önce insan…
İnsanın dönüşümü bilgiye ve bilginin sunduğu bilince dönüşmeden, binalar dönüşse ne olur?
Emeklilerin gemisi su alırken sesini gür olarak çıkaramıyorsa,
İnsan işsizliğini bir kader gibi görüp susuyorsa,
Hala çalışan kayıt dışı kalıyor buna ses çıkaramıyorsa,
Şeffaflık sözü verip seçildikten sonra seni tanımayanlara ses çıkarmıyorsa,
İnancını, ırkını, şeklini şemailini kullanıp siyasete alet edenlerin peşinde koşuyorsa,
Kabahatin çoğu da senin-benim be kardeşim.