YUSUF AKÇURA VE SİYASET

Yusuf AKÇURA,  16 Eylül 1919 tarihinde İstanbul Türk Ocağı’nda bir konuşma yapıyor. Konu siyaset. Zannederim bugün de dâhil her zaman geçerli olan bu konuşmadan bir alıntıyı aşağıda aktarıyorum.

" Hanımlar, Efendiler,

Toplumsal ve siyasi olaylar üzerine teoriler kurmak, sınıflandırmalar yapmak çok zordur. İlmî diye iddia edilen teori ve sınıflandırmanın çoğu kişiseldir. Ben de siyasete dair kişisel bir sınıflandırma ile söze başlayacağım: İki nevi siyaset vardır: Birisi teorik siyaset, diğeri uygulamalı siyaset. İkinci bir ifade ile doktriner bir siyaset, pratik bir siyaset. Teorik siyaset, gerçek, aktüel, fiili çevreyi bütün göreceli ve nisbi etkenleriyle dikkate almayarak, zaman belki de mekânca daha geniş bir sahada, daha mutlak zannettiği etkenlere göre fikirlerini yürütür ve hükümlerini verir. Uygulamalı, pratik siyaset, bilakis gerçek, eylemsel, göreli ve kısmî etkenlere daha çok önem vererek, belirli ve sınırlı zaman ve mekânda, belirli ve sınırlı bir siyasî menfaat kazanmak ister. Mutlakiyetten çekinir: Opprtunisttir (Fırsatçıdır).

Belki pratik, amelî hayata istidadımın noksanındandır, her şeyde olduğu gibi siyasî işlerde de teoriyi daima tercih etmişimdir. Her fikir olay haline geçtikçe temizlik ve yüksekliğini kaybettiği gibi, her teori de uygulama alanına girdikçe, eski derecesinden düşer sanırım. Şimdiye kadar söylediklerim, yazdıklarım, genellikle teoridir. Teori oldukları için uzun ömürlü olmalarını isterim

 Pratik, fırsatçı bir siyasetçi olsa idim, birkaç sene önce yazdıklarımı, söylediklerimi asla hatırlamak istemez, hatırlatırlarsa utanır ve üzülürdüm.  Zira bugünkü pratikle ilgili düşüncelerim, ekseriya birkaç sene evvelkilere tezat oluştururdu...

Ben, bilakis birkaç sene evvelki iddialarımın da bugün doğru olduğunu iddia ve ispat etmek emelindeyim"

Bakın bakalım!

1919 yılında söylenmiş bu sözler bugün de geçerli mi? 1919 yılında söylenen bu sözlerin bugün için en çok geçerli olması gerektiğini anlıyoruz değil mi? Kaldı ki Yusuf AKÇURA, Büyük Başbuğ Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN baştan itibaren en birinci fikir dostudur. Elbette Büyük Başbuğ'un fikir babam dediği Ziya GÖKALP de vardır, ama O maalesef çok erken, 1924 yılında vefat etmiştir.