Modern çağın keşmekeşinden uzak, doğayla iç içe, kendi kurallarına göre yaşayan bir adam: Şükrü Kurt. 77 yaşındaki Malatyalı bu sıra dışı isim, tam 250 yıllık bir mağarada kurduğu hayatla sadece Türkiye’nin değil, dünya basının da gündemine oturdu. “Mağara adamı” değil, doğa dostu bir bilge gibi yaşayan Şükrü Kurt’un hayatı, medya platformlarında ve belgesel yapımlarında büyük ilgi görüyor. Peki, Şükrü Kurt kimdir, nerelidir, neden bu kadar konuşuluyor?
Mağarada geçen bir ömür: Şükrü Kurt’un sıra dışı yaşamı
Malatya’nın Akçadağ ilçesine bağlı Küçükkürne Mahallesi’nde dünyaya gelen Şükrü Kurt, neredeyse tüm yaşamını ailesinden miras kalan eski bir mağara evde geçirdi. Çocukluğu, gençliği, babalığı ve yaşlılığı hep bu kayaların içinde şekillendi. Günümüzde 77 yaşında olan Kurt, 19 çocuk ve 48 torun sahibi. Ailesini de bu mağarada büyüten Kurt, doğal yaşamın tüm zorluklarına rağmen, modern şehir hayatına asla özenmediğini söylüyor.
Elektrik, internet ve şehir suyundan uzak bir yaşam süren Kurt, mağaranın doğal yalıtımı sayesinde kışın sıcak, yazın ise serin bir ortamda yaşamını sürdürüyor. Bu doğal ortam, onun sağlığına da olumlu yansımış gibi görünüyor.
Neden gündem oldu? Belgesel dünyasının yeni yıldızı
Şükrü Kurt’un hikayesi yalnızca yerel medyada değil, uluslararası platformlarda da ses getirdi. Güney Kore merkezli Channel A televizyonunun hazırladığı “Demir Dünya” isimli belgesel serisinin bir bölümü, doğrudan Kurt’un hayatına odaklandı. Belgesel ekibi Malatya’ya giderek mağarada çekimler gerçekleştirdi. Belgeselde doğayla uyum içinde yaşayan bir ailenin dayanışması, sadeliği ve kültürel zenginliği gözler önüne serildi.
Bu yayınla birlikte, Şükrü Kurt’un hayatı sosyal medyada viral oldu. Instagram ve TikTok gibi platformlarda milyonlarca kişi mağarada yaşamın detaylarını konuşmaya başladı. Özellikle doğaya dönüş ve sade yaşam arayışında olan gençler için Kurt’un hikayesi bir ilham kaynağı haline geldi.
Mağara evi turizme kazandırılabilir mi?
Şükrü Kurt’un yaşam alanı olan mağara, yalnızca bir konut değil; turistik ve kültürel potansiyeli yüksek bir doğal yapı. Bölgedeki rehberler ve turizm uzmanları, mağaranın karstik yapıya sahip olduğunu ve yaklaşık 80 metre derinliğe ulaştığını belirtiyor. Mağaranın restorasyonla daha güvenli hale getirilmesi halinde, hem yerli hem de yabancı turistlerin ilgisini çekebilecek bir destinasyon olabileceği vurgulanıyor.
Bu özel mağara evi, aynı zamanda yavaş şehir, eko-turizm ve sürdürülebilir yaşam temaları etrafında geliştirilecek projelere de ilham verebilir. Malatya Valiliği ve Kültür Turizmi Müdürlüğü’nün konuyla ilgili harekete geçmesi bekleniyor.
Şükrü Kurt’un mesajı: Doğayla savaşma, uyum sağla
Kendine özgü yaşam tarzıyla dikkat çeken Şükrü Kurt, modern dünyanın insanlara sunduğu hızlı yaşam tarzının aksine, sadelik, üretkenlik ve doğaya saygı ilkeleriyle var olmayı tercih ediyor. Onun yaşantısı, insanlığın teknolojiye bağlı yaşamak zorunda olmadığını, geleneksel bilgi ve doğayla olan bağını koruduğu sürece ayakta kalabileceğini gösteriyor.
Kurt’un bu farklı hayatı, kültürel mirasın korunması, kırsalda yaşamın değeri ve doğayla iç içe yaşamın faydaları gibi birçok konuyu yeniden gündeme taşıyor.
