Siyaset; sağlıklı düşünebilme, sorunlar karşısında hızlı fikirler üretebilme, başka fikirleri sabırla dinleyebilme, fikirleri yeni fikirlerle çürütebilme sanatıdır.

Siyasetin bizdeki algısı ne yazık ki siyaset sanatını yerle bir ettiği için nefret edilecek düzeye geldi.

Karşı düşünceye izin vermeden, tek taraflı, yüksek sesli, baskıcı konuşma tarzı, halk üzerinde olumsuz etkiler yaratmakta…

Söyleyeceğim şu; İnsanlar, diğer insanlar tarafından zaman zaman kandırılabilir, aldatılabilir. Lakin hepimiz biliyoruz ki, Müslüman’da olması gereken en önemli özelliklerden birisi doğruluktur. Ama ister istemez aldanabiliyoruz veya aldatabiliyoruz. Ama şunu unutmamak gerekir ki, aldanışın da elde ettiğim deneyimden yararlanmayı bilemezsen, daima zararlı çıkarsın. Onun için bu kandırmalar, kandırılanlar için bir derstir.

Siyasetin değer yargısının, kişisel hırs, kişisel ego, kişisel rant, kişisel makam, kişisel çıkar üzerinde kurulduğu dönem içerisinde, yol arkadaşlarının nasıl satıldığı, nasıl yarı yolda bırakıldığı yansıtılıyor. Dün gizli, kapaklı yapılanlar bugün ortaya çıkıyor...

İntikam duygusuyla, kapalı kapılar ardında oynanan oyunlarla, hazırlanan planlarla adam satmaya dönüşen siyasetin, artık kente bir şey vermediğinin bilinmesi lazım.

Siyaset; yalan söyleme sanatı değildir.

Siyaset; bağırma sanatı da değildir.

Siyaset; halkı kandırma sanatı hiç değildir.

Siyaset; fikirlerini en güzel şekilde anlatabilme sanatıdır.

Hepimiz doğruluğu, dürüstlüğü kendimize ilke edinmeli; kendimizi düşündüğümüz kadar, vaat verdiğimiz kardeşlerimizi de düşünmeliyiz. Yaparım, ederim demeyi herkes bilir. Önemli olan ben yaparım denilen şeyi yapmaktır. Bu nedenle insanlara boş vaatlerde bulunmaktan vazgeçip, gerçekçi hedefler ve vaatlerde bulunun.