Nevruz Bayramı, baharın gelişini ve doğanın uyanışını kutlayan binlerce yıllık bir gelenektir. Orta Asya, Kafkasya, Balkanlar ve Orta Doğu’da farklı kültürler tarafından kutlanan bu bayram, Farsça kökenli bir kelime olup “Yeni Gün” anlamına gelir. Her yıl 21 Mart’ta, gece ve gündüzün eşitlendiği ekinoks döneminde kutlanır.
Nevruz, doğanın yeniden canlanmasını simgelediği gibi, birlik, dayanışma ve yeni başlangıçları da ifade eder. Kutlamalar genellikle ateşten atlama, halay çekme, geleneksel yemekler hazırlama ve dilekler tutma gibi ritüellerle gerçekleştirilir. Ateş, Nevruz’un en önemli sembollerinden biridir ve kötülüklerden arınmayı simgeler.
Türkiye’de ve Türk dünyasında Nevruz, milli ve kültürel bir bayram olarak kabul edilir. Özellikle Orta Asya Türkleri arasında Nevruz, baharın müjdecisi olmasının yanı sıra, bereket ve bolluğun simgesi olarak da görülür. Türkiye’de ise bu özel gün çeşitli etkinlikler, halk oyunları ve konserlerle coşkuyla kutlanır.
Birleşmiş Milletler (BM) 2010 yılında Nevruz’u, kültürel miras olarak kabul etmiş ve uluslararası bir bayram olarak ilan etmiştir. Bu durum, Nevruz’un farklı kültürler için ne kadar önemli bir gelenek olduğunu gösterir.
Nevruz Bayramı, insanları bir araya getiren, barış ve kardeşliği pekiştiren bir bayramdır. Doğanın uyanışıyla birlikte, insanların da umutlarını tazelediği bu özel gün, geçmişten günümüze önemli bir kültürel miras olarak yaşatılmaktadır.