Sedat Kaya Datça yollamış.

6-7 Eylül Olayları’nın perde arkasını anlatıyor.

***

Bombacı Oktay Engin 21 yaşında ve Batı Trakya Türklerinden idi.

Türkiye’nin verdiği bir bursla, Selanik’te Hukuk Fakültesi’nde okuyordu.

Bir süre yargılandıktan sonra,tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Yunanistan dışına çıkması yasaktı ama nasıl olduysa Türkiye’ye kaçtı.

Yargılanması bittiğinde 3yıl 6 ay hapis cezası aldı.

Yunanistan cezasını çekmesi için Oktay Engin’in hemen iadesini istedi.

Türkiye vermedi.

Oktay Engin Türkiye’ye geldikten sonra elini kolunu sallayarak dolaştı.

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 2.sınıftan eğitimine devam etti.

Üniversiteye kayıt yaptırırken, Selanik’te eğitim gördüğüne dair geçerli belge getirmesi gerekiyordu.

Nedense ondan istenmedi.

Okurken İstanbul Belediyesi’nde maaşa bağlandı.

Mezun olunca kaymakamlık sınavını kazandı.

Çankaya’ya kaymakam oldu.

Ancak, dönemin Emniyet Müdürü tarafından özel olarak istendi ve Emniyet Genel Müdürlüğü Siyasi İşler Müdürlüğü’ne atandı.

Eşi benzeri görülmemiş, inanılmaz bir terfi idi bu.

Bu göreve gelnek için en az 15 yıllık bir tecrübe gerekiyordu.

Acemi Kaymakam Oktay Engin, basamakları ikişer ikişer çıkıyordu.

Sanki birileri ‘Yürü ya Oktay’ demişti.

Ardından vali oldu, Nevşehir valisi.

Atatürk’ün Selanik’teki evini bombalayan adam artık bir Türkiye Cumhuriyeti valisiydi.

Y diğerleri?

Oktay Engin’i hiç bir tecrübesi olmamasına rağmen, siyasi şube’nin başına getiren kişi Emniyet Genel Müdürü Hayrettin Nakipoğlu idi.

İlginçtir.

Hayrettin Nakipoğlu, 6-7 Eylül olaylarının olduğu gün Beyoğlu Kaymakamıydı.

Emniyet Müdürlüğünün ardından Adalet Partisi Kayseri Milletvekili oldu ve 1970 yılında İmar İskan Bakanlığı yaptı.

O gün “Atamızın evi bombalandı” manşetiyle yıldırım baskı yapan ve Rumlar’ın yoğun olduğu semtlerde dağıtılan İstanbul Ekspress Gazetesi’nin sahibi Mithat Perin’di.

Olaylardan kısa bir süre sonra, Demokrat Parti’den İstanbul Milletvekilioldu.

Daha sonra Anadolu Ajansı Yönetim Kurulu Başkanlığı, Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Üyeliği, İstanbul ve İzmir Gazeteciler Cemiyetlerinin Başkanlığını yaptı.

İstanbul Ekspress Gazetesinin o dönemki Genel Yayın Yönetmeni ise Gökşin Sipahioğlu’ydu.

Yani yıldırım baskıyı hazırlayan kişiydi.

1960’larda ‘SIPA PRESS’i kurdu.

Askeri kriz yaşanan ve kimsenin girmeyi cesaret edemediği ülkelere girdi.

Bu ülkelerden Dünya Medyası’na fotoğraflar geçerek tanındı.

1969’da SIPA,Dünya’nın en büyük fotoğraf ajansı seçildi.

SIPA Press, olay

Çıkacak ülkelere daha önceden muhabir göndermesiyle ünlendi.

O dönem Sipahioğlu’nun MİT’in Avrupa’daki önemli kaynaklarından birisi olduğu iddia edildi.

(Devam Edecek)