Çok ilginç bir başlık değil mi? Türk Sorunu! Gerçekten ülkemizde bir süreden beri birileri Türk devletinde Türk Sorunu çıkarmak için adeta çırpınıyor. Hem de her türlü dünya görüşü farklılığı olanlar Türk Sorunu çıkarmak konusunda ortak hareket ediyorlar.
Bu ülke Türk Devletidir. Bu ülkede en az yüzde 85'inin Türklükle bir sıkıntısı yoktur. Bu konuda verilen rakamlar tespitlidir. Zaten ülkeyi şöyle bir değerlendirmeye alsanız çok açık görülür. Tabii ki, Suriyeliler hariç. Suriyeliler nüfus yapısını bozmak üzere getirildiler derken bunun için söylüyoruz. Bu ülkede Türkçe konuşmayan kaç kişi çıkabilir? Neyse biz bu ülkenin kimliğinin tartışmaya gerek olmayacak kadar açık olduğunu biliyoruz. Ne diyor Büyük ATATÜRK; "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına, Türk Milleti denir." Türkiye Cumhuriyeti'nin alt kimlik, üst kimlik gibi bir kimlik tartışmasına ihtiyacı var mı? Bu tartışma yapaydır ve oyun olarak üretilmiştir. Kurucu iradenin belirlediği altı ilkeden iki tanesi toplumsal ve yapısal anlamda birbirine benzer: Milliyetçilik ve Halkçılık. Peki, bu kadar kavram arasında bu iki benzer kavram neden var? Çünkü bu ülkenin asli ve kurucu unsuru Türk’tür ve biz de Türk Milliyetçisiyiz diyor Büyük ATATÜRK ve devam ediyor; bu ülkede ayrıca kendini Türk hissetmeyen veya Türk olmayan da yaşayabilir ve o da bizim halkımızdır, o nedenle aynı zamanda Halkçıyız. Bu durum anlaşılmaz bir durum mu? Yani kökeni ne olursa olsun bu ülkede yaşayana Türk denir. Anayasa’nın 66. Maddesi tam da bunu söylemektedir. Nedir 66. Madde? "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk’tür." Yurt dışında bu ülke vatandaşına ne deniyor? Fransız, Alman siyahi sporculara ne deniyor? Rusya'nın bugün belki yarısı Türk olduğu halde sporcularına dünyada ne deniyor? Bizim ülkemizde bu kimlik konusu neden tartışılıyor? Bu tartışmanın amacı Türk Sorunu çıkarmak mı? Bu tür konuyu açmaya başlayan bir kişi hemen başlıyor şu üç kelimeyi kullanmaya; kardeşlik, barış, özgürlük. Bu kelimeler sihirli kelimeler. Bu kelimeleri kullandığınız zaman çağdaş, hoşgörülü, iyi niyetli, insancıl, vicdanlı, akılcı vesaire gibi her türlü güzelliklerin sahibi oluyorsunuz. Yahu dalga mı geçiyorsunuz? Devletin kuruluş ilke ve felsefesini inkâr edeceksin, sonra sihirli kelimeyi kullanınca mesele hallolacak, öyle mi? Devletin kurucu iradesini yok sayacaksın, bu iradeyi savunanları bu sihirli kelimelerle susturacaksın, öyle mi?
Bir kişinin bile bu ülkede sıkıntılı yaşamak istediğini düşünmüyorum. Normal özelliklere sahip olan hangi insan sıkıntı içerisinde yaşamak ister? Kardeşlik, barış içerisinde yaşamak istemeyecek bir insan olabilir mi, olursa o insana ne denir? Tamam, da bu kardeşlik, barış neden tek taraflı olması gerekiyor? Yoksa kardeş değil miyiz? Ülkemizde bütün vatandaşlarımız istediğini yapmakta özgür değil mi, hangi vatandaşımız neyi eksik yapıyor? Ancak bütün bunların yanında bir de temel kurallar var, verilmiş fedakârlıklarla kazanılmış haklar var, kan pahasına elde edilmiş gerçekler var. Onları ne yapacağız? Vaz mı geçelim? Milli Mücadele yapanları görmezlikten mi gelelim? Onların bu Mücadeleyi ne için ve kim için yaptıklarını gizleyelim mi? Neden?
Sıkıntısız bir ülke için Anayasa'nın ilk 4 maddesi, 66. Maddesi ve diğer Milli ve Üniter(Tekil) yapıyı koruyucu maddeleri değiştirilmemelidir. Aksi takdirde ülkede bir Türk Sorunu çıkarsa o zaman ne olacak? Bir takım insanlar bu konuyu neden ısrarla görmezlikten ve duymazlıktan geliyor acaba, neyi zorluyorlar, amaçları nedir?