ASOY-DER (Aydınlar-Sanatçılar-Ozanlar-Yazarlar)- Derneği Başkanı Âşık Medeni Karataş'ın daveti üzerine Hanım ve üç kişiyi daha alarak geçtiğimiz pazar günü (6 Nisan 2025) Âşıklar Bayramı'na katıldık.
Birincisi düzenlenen, geleneksel olması istenen ve adına Dadaloğlu denen bu Bayramı düzenleyen ve emeği geçen başta Medeni Karataş olmak üzere herkese teşekkür ederim.
Biz Türklerin tarihinde uzun dönemde sözlü yaşantı ağır bastığı için önceleri baksı denen ozan ve âşıklar çok geniş coğrafyada iletişim ve haberleşmeyi sağlama görevini yerine getirmişlerdir. Böylesine tarihsel bir görev üstlenmiş olan âşıkların yaşaması ve yaşatılması son derece önemlidir. Elbette âşıklık geleneğini yaşatma gereği sadece tarihsel olarak duyulan saygıdan kaynaklanmamaktadır. Bugün de farklı atışmalar, dudak deymez, anlık şiirler vesaire gibi işlevleri ile ciddi bir sanat olması bakımından bu geleneğin yaşaması ve yaşatılması gerekmektedir. 1995-1996 yılında Türk ocağı olarak Âşıklar Günü adında bir program yapmıştık. O dönem Adana Valimizin katılımı ile oldukça zengin programda bir de çekiliş yaptık. Vali Oğuz Kağan KÖKSAL ve benim katıldığım çekilişte sonucu Vali Bey'e bıraktım. Çekilişi kazanan kişiye verilen hediye başta Vali olmak üzere bütün salonu duygulandırmıştı. Renkli sahneleri olan o günde gerek işyerimde ağırladığım, gerekse salonda beraber olduğum ve gerekse akşam yemeğinde birlikte olduğum birçok Âşık tanıdım ve bazıları ile hâlâ görüşmelerim sürmektedir. Âşık Feymani, İbrahim Hakkı Tanrıku, rahmetli Âşık İmami, Haydar Aslan, Âşık Kederi gibi birçok değerli âşığımızla beraber olmanın mutluluğunu hâlâ duymaktayım. Daha sonra yapılan bir Âşıklar Günü'nde konuşmacı olarak bulundum ve Türk tarihinde Âşıklık Geleneğini anlattım. Bunları neden anlatıyorum? Şunun için: Âşıklarımız ile ilgili etkinlikler zaman zaman yapılmakta ve bu sanata olan ilgi için kamuoyunun dikkati çekilmeye çalışılmaktadır. Bugüne kadar yapılan bu etkinlikler kalıcı duruma gelip gelenekselleşmemiştir. Bu nedenle geçen pazar günü yapılan Bayram'a 1. demek doğru olmuştur. Bu durum gelenekselleştirme isteğini vurgulamaktadır. Umarım bu istek gerçekleşir. Bu konuda bizler de üzerimize düşeni mutlaka yapmak durumundayız. Bu yolda emeği geçenlere ve bundan sonra emek vereceklere teşekkür borçluyuz.
Katıldığımız Bayram'da eksik-fazla konusunu yazma gereği bile duymuyorum. Çünkü eksik hiç bitmez. Eksik biterse gelişme olmaz, yerinde sayma başlar.
Sadece şunu söyleyebilirim: 20 yıl televizyon programcılığı yapmış, uzun yıllardan beri ülkenin birçok yerinde konuşmalar yapmış biri olarak kamuoyuna hitap etmenin önemini ve zorluğunu çok iyi biliyorum. Mikrofon kullanmak sorumluluk ister. Mikrofon elinizde ise siz siz değil, dinleyicilerden birisiniz. Yani mikrofon elinizde ise kişisellikten sıyrılmalısınız.