Konumuza geçmeden önce çok önemli olan son gelişmeye değinmeliyim. ABD Başkanı Co Baydın, İsrail için hiç beklenmedik sözler sarf etmiş. Bu gelişme oldukça anlamlıdır. ABD ile İsrail arasında görüntüde değil de gerçekten ciddi bir uyumsuzluk olur ise bu durum dünyamız, insanlık ve bölgemiz için oldukça etkili ve olumlu sonuçlar yaratır. Bu nedenle bu tür haberlerin hem doğruluğunu ve hem de geri planda neler olduğunu dikkatle takip etmek gerektir.

Konumuza geçelim.

Bir süreden beri yine bir Anayasa krizimiz tuttu. Görüşmeler, ilk buluşmalar vesaire ile Anayasa konusu gündemimize oturtuluyor. Anayasa'nın neyi değiştirilecek ve ne kadar değiştirilecek ve hatta hangi maddeleri değiştirilecek çok belli değil. 42 yıldan beri birçok maddesi değiştirilen var olan Anayasa'nın hangi maddeleri rahatsız ediyor çok açık biçimde ortaya konsa anlayacağız. Bu arada bırakın Anayasa'da değişiklik yapmayı, yeni Anayasa yapalım sözleri ortalığa saçılmaya başladı. Yeni Anayasa ifadesi bile çok anlamlıdır. Ne olmuş? Ülkemizde olağanüstü durumlar olup yeni bir yapılanmaya mı ihtiyaç duyuluyor? Çok ilginç değil mi?

Var olan Anayasa'dan rahatsız olunuyor ise her şeyden önce YÖK (Yüksek Öğretim Kurumu) kaldırılsın da görelim. Buna bağlı olarak Var olan Anayasa'nın 130 ve 131. Maddeleri değiştirilsin de ülkemizde yükseköğretimin önü açılsın. Eğitim konusunda dağ gibi sıkıntılar varken YÖK ile ilgilenmemek ne demek acaba?

Bir diğer konu daha var ki, içler acısı.

Anayasa için bir takım oyunlar oynamak yerine, Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarını değiştirmek ülkemiz ve insanımız için çok daha yararlı olacaktır.

12 Eylül 1980 darbesinin eseri diyerek birçok maddesi değiştirilen Anayasamız ile ilgili daha ne kadar oyalanacağız acaba?

Çünkü darbe Anayasası baskısı ile toplum oyalanırken YÖK, Seçim Yasası ve Siyasi Partiler Yasası da 12 Eylül ihtilâlinin ürünleri değil mi?

Ülkenin eğitimde önünü tıkayan YÖK Yasasını hiç gündeme almayalım,  ülkenin yönetimsel anlamda önünü tıkayan Siyasî Partiler ve Seçim Yasalarını tamamen unutturalım, Anayasa da Anayasa diye tutturalım, iyi mi? Yersen!

Bakın, kim Anayasa değişikliği filan diyor ise, diyecek ise Anayasanın ilk 4 maddesi, 2. Maddenin atıf yaptığı Başlangıç İlkeleri ve Türk Vatandaşlığını belirleyen 66. Maddesi değişikliği ile ilgili öneride bulunamaz, bulunmamalıdır.

Yazının başlığı Anayasa mı diye bir soru. Yani, ülkemizin gerçekten bir Anayasa değişikliğine ihtiyacı mı var? En önemli meselemiz Anayasa mı?

Dağ gibi sorunlar, sıkıntılar orta yerde dururken koca ülkeyi dar bir alana sıkıştırmak acaba neden?

Ekonominin içinde bulunduğu durum bütün dünyanın gündeminde iken gerçekten derdimiz Anayasa mı?

Her şeyi bir kenara bıraktık, işgal ve istilaya uğramış ülkemizde,  hiç bir ayrım yapmadan insanımızın çok büyük bir kısmının tahammül edemez duruma geldiği bu sığınmacı istilasının sonu ne olacak?

Ülkemiz üzerine oynanan bu istila oyununa mutlaka çare bulunması gerekirken en önemli meselemiz gerçekten Anayasa mı?