İlk bölümde söylediğim gibi; hastalık gibi ciddi konularla dalga geçmek gibi bir niyetim asla olmaz.
Ama duruma biraz eğlence katmak ve siz değerli okurlarımızdan da bu esprileri süzebilecek aklıselimi beklemek hakkımdır diye düşünüyorum.
Küçük bir hatırlatma; Lütfen yazımı okurken bunu göz önünde bulundurmayı ihmal etmeyiniz.
Hatırlatmamı yaptıktan sonra biraz absürt, biraz da trajikomik ama gerçekleri yansıtan ve hemen herkesin, ‘Evet ya doğru söylüyorsun’ diyeceğini düşündüğüm yazımıza kaldığımız yerden devam edelim…
***
Gut Hastalığı…
Siz hiç fakir bir insanın, ‘Gut Hastalığı’ndan öldüğünü duydunuz mu?
Ben duymadım...
Tıp literatüre ‘zengin hastalığı’ olarak geçen, ürik asit birikmesi ile ortaya çıkan bir hastalıkmış bu.
Bu hastalık, aşırı protein tüketiminden oluyormuş.
Ya da şöyle diyeyim, daha açıklayıcı olsun;
Etin kilosunun kaç para olduğunu bilmeyenlerin hastalığıdır bu.
Fakirde yanlışlıkla ürik asit içmediği sürece görülmez,
Olsa olsa, makarna ile ekmeği gömen fakirlerde ortaya çıkan bir hastalık olurdu.
Ee, bunun da adı Gut olmazdı zaten!
Sırada, çağımızın önlenemez hastalığı var; Obezite…
Bu hastalıkta genelde fakirlere pek uğramaz.
Olurda aşırı beslenmekten değil de, sağlıksız beslenmekten ya da hormon bozukluğundan fakirde görülürse, tıpkı ‘gut’ gibi bunun adı da obezite olmazdı.
Genelde halk arasında hayvanlık, şişmanlık, öküzlük olarak bilinir!
Zengin tedavi için diyetisyen peşinde, spor salonlarında, parklarda koşuştururken,
Fakire genelde eş dost tarafından;
“Az ye be hayvan! Ayı gibi yersen böyle olursun! Beni de ye bari!” reçetesi yazılır!
İsmiyle ün yapmış bir hastalık; Hemeroid…
Bu hastalık aslında zengin fakir ayırmamasına rağmen, bu güzide hastalığın ayıbı isim değiştirmesidir.
Zenginsen ‘Hemoroid’ oluyorsun, fakirsen ‘Basur!’
Zenginin makatında görülüyor ama fakirin g… çıkıyor nedense!
Aslında her ikisi de aynı dert, ama zengininki biraz havalı duruyor işte..
Depresyon…
Fakirler de depresyona giremiyor be arkadaş...
Fakir karnını doyurma, evini geçindirme derdinden depresyona girecek zaman bulamıyor.
En fazla tribe giriyor, o da zaten eş dost tarafından; “Başlarım lan tribine” telkinleriyle çözülüyor.
Eğer adam zenginse, “Daha çok ne kadar kazanabilirim? Kimin canını daha fazla yakabilirim!” düşüncesinden depresyona girip ağlıyordur.
Olmaz ya, hadi oldu diyelim. Fakirin doktora gittiğini düşünelim,
Doktor lafı fazla uzatmaz, şak diye teşhisi koyar; “İncinmişsin!”
Borderline: Kişilik Bozukluğu, Panik Atak ve Türevleri
Eminim birçoğunuz Borderline kelime anlamını bilmiyorsunuz.
Ben de yeni öğrendim…
Kişilik bozukluğunun tıp dilindeki adı; Borderline imiş…
Mesela, zengin: “Bana Borderline, yani kişilik bozukluğu teşhisi kondu. Panik atağım da var” diye karalar bağlar.
Fakir ise: “Deliyim desene lan. Keçileri kaçırdım, kafayı üşüttüm desene. Tahtam eksik desene!” diye utancından dert bile yanamaz.
İşte karşınızda herkese eşit yaklaşan, delikanlı hastalık: Karaciğer Kanseri
Hastalıkların en babası, en kötüsü!
Allah düşmanım bile başına vermesin…
Ancak bu hastalık, zenginin kralını bile götürdü.
Hoş biraz zaman aldı ama sonuçta ayrım gayrım yapmadı.
Herkese sağlıklı günler...