İzin günü zehir olan abimiz, başka bir ‘Eyvahı’ daha kaldıramayacağını düşünür ve kaçarcasına evden uzaklaşır.

Maddi felaketlerden sonra çileden çıkan kocasına,

‘Nereye gidiyorsun?’ diye soramaz evin hanımı.

Biraz hava almak isteyen adam, eve döndüğünde kötü bir sürprizle daha karşılaşır.

Evi su basmıştır!

Gördüğü manzara karşısında şoke olan bahtsız adam;

“Bu ne hal, ne oldu böyle?”

Ne olacak?

Gider borusu tıkanmış, evi su basmıştır.

Elinde paspasla, söylene söylene suları çekmeye çalışan öfkeli kadın cevap vermez.

Kendi kendine; ‘Allah’ım nedir bu çektiğim! Bitmedi çilem!’ diye mırıldanıp durur.

***

Artık roller değişmiş, bu sefer adam karısını teselli etmeye çalışmaktadır;

“Üzülme hanım, hallederiz şimdi.”

Tesisatçı aranır, bir kabarık fatura daha çıkar karşısına.

Elemeği, malzemesi derken; gitti 2.500…

Şok üstüne şok yaşayan adam, hafiften sakinleşir ve kendince;

“Daha da bir şey olmaz herhalde. Şöyle bir kurulayım televizyonun karşısına” der.

Ama erken konuşmanın bedeli ağır olacaktır.

“Abooo televizyon çalışmıyor!”

Bedevi abimiz,  hemen eski dostu olan televizyon tamircisini arar..

 “Ya kardeşim televizyona ne oldu anlamadım. Gece yatarken bir şey yoktu, şimdi açılmıyor!”

‘Abi bugün Pazar be, dükkân kapalı. Ama senin için gelip bakarım.’

Arızayı şıp diye çözen tamirci, ‘Muhtemelen gece elektrik kesilmiş, elektrik birden gelince bilmem neyinde arıza vermiş. O yüzden çalışmıyor.’

“Bırak onu bunu, kaç paraya yaparsın”

‘Bugün Pazar, normalde tatil günümde kimse beni yerimden kaldıramaz.’

“Uzatma Ramazan…”

‘Senin gül hatrına 2.000 liraya hallederim!’ 

Hafta sonu kötü sürprizlerle geçen abimiz,

“Vay anasını be, resmen üstümden buldozer geçti. Bari maç seyredeyim de sinirim geçsin”

Amma…

‘Kalk bey kalk, daha pazara gidilecek.’

Çılgına dönen adam; “Ne pazarı hanım? Evde ne varsa yap işte.”

‘Gel bir buzdolabına bak istersen.’

Sonuç; Akşam pazarının yolu tutulur.

Bahtsız abimiz artık hesap mesap yapmaz, “En az 2.500’lük olmuşumdur” diye düşünür.

Pazar dönüşü doğru markete; 3.000’de orada bayılan abimizin tansiyonu tavan yapar.  

Tam anlamıyla isyan etme noktasına gelmiştir, lakin karısının korkusundan ses edemez.

İzin gününde bolca para harcanmış, üstüne bi güzel tripler yenmiştir.

Finalde; cep delik cepten delik!

Pazar tatilinin ağır faturası tarumar etmiştir abimizi.

***     

Bu mini canlandırma, biz evli erkeklerin başına gelen kaçınılmaz sondur.  

Kıt kanaat geçindiğimiz, yaşam mücadelesi verdiğimiz şu hayatta;

Bir türlü kurtulamadığımız ‘Sürpriz Yumurtalar’ olmasa bari.

Ama oluyor işte…

Ne diyeyim, Allah beterinden korusun.