Öyle dönemlerden geçiyoruz ki, insanlar maddi manevi çöküntüde. Covid-19 salgını, deprem felaketleri hepimizin sinirlerini alt üst oldu. Daha bakalım göreceğimiz ne kaldı, çok merak ediyorum? Umarım insanlık adına, ülkemiz ve geleceğimiz adına daha büyük felaketler yaşamayız.

Ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik krizin daha da ön plana çıktığı ve asıl çözmemiz gereken meselenin bu olduğunun farkına varalım. Hayat pahalılığı kendimi bildim bileli var. Lakin özellikle seçim sürecinden sonra gelen zamlar, insanları canından bezdirdi. Her şeye ama her şeye zam geldi. Hani laf olsun diye söylemiyorum, gerçekten iğneden ipliğe her şeye zam geliyor.

Dolar ve Euro’nun önlenemez yükselişi, bizlere acı fatura olarak geri dönüyor. Akaryakıt zamları önce mutfak tüpüne sonra elektriğe ve suya, en sonunda da gıda ürünlerine yansıyor. Ülkemizde asgari ücretle geçinmek bir mucize ve insanlarımız bir mucizeyi gerçekleştiriyor. Filmlere, belgesellere konu olacak performans sergiliyoruz.

Benzin mazot ve LPG fiyatları, elektrik-doğalgaz-su faturalarına, mutfak tüpüne, gıda ürünlerine ve nasıl oluyorsa ev kiralarına yansıyor. Yani bir ailenin zaruri ihtiyaçlarına gün aşırı rekor zamlar geliyor.  

Üstelik masrafların en büyüğü de geldi..

Yani kış geldi!

Soğuk havalarda insanlara evlerini ısıtmak için sadece bir yorgan, bir battaniye yetmiyor. Isınma yollarının en masraflısı, yani doğalgazı unutmayalım. Elektrik faturası ve doğalgaz faturaları cep yakacak. Kış sebzeleri de aynı keza.. Anlayacağınız semt pazarlarında vatandaş arabalarını yine dolduramayacak.

Aslında insanlarda dert de, sorun da bitmiyor.

Özetle; Allah hepimizin yardımcısı olsun!