Geçtiğimiz Pazar ‘Dünya Engelliler Günü’ydü. Ama kalplerimiz engelli olmasın… Aramızda kalbi engelli çok fazla engelli olan insanlar var aslında. Bizleri biz yapan kolumuz, bacağımız, vücudumuz değildir. Bizleri biz yapan, kalbimizdir.

 

Geçtiğimiz Pazar ‘Dünya Engelliler Günü’ydü. Ama kalplerimiz engelli olmasın… Aramızda kalbi engelli çok fazla engelli olan insanlar var aslında. Bizleri biz yapan kolumuz, bacağımız, vücudumuz değildir. Bizleri biz yapan, kalbimizdir. O olmayınca da, maalesef geriye pek bir şey kalmıyor. Birleşmiş Milletler tarafından 1992 yılında kabul edilen “3 Aralık Dünya Engelliler Günü” ile çeşitli nedenlerle toplumsal yaşam alanlarında, çeşitli engellerle karşı karşıya bırakılan bireylere yönelik farkındalık oluşturulması amaçlanıyor. Yeterli oluyor mu? Tabii orasını pek bilmem.. 

 

Bence biraz engelli vatandaşlarımıza saygı duymak lazım. Yani onlar hayatımızın en büyük parçası. Onlara yardımcı olmayarak ya da kaba davranarak, alay ederek aslında bizler engelli olmuş oluyoruz. Ama bunu bir haftayla sınırlandırmak doğru olmaz. Herkes birer engelli adayıdır. Aslında biraz daha sokaklarımızı engellilerimize göre düzenleyebiliriz. Otobüslerimizi, dolmuşlarımızı, yaya geçitlerimizi, trafik ışıklarımızı... Yani onların da bizler gibi rahat bir hayat sürmesi için daha fazla özverili olabiliriz.

 

Geçen sene yazılan bir haberi sizlerle paylaşmak istiyorum;

 

"Neden ben herkes gibi yaşamayayım?"

 

Pektaş, 2017 yılında sosyal medyadaki gezginleri gördükten sonar, "Neden bende herkes gibi maceralar yaşamayayım" diyerek yola çıkıyor. "Engellerin bedenden ibaret olmadığını biliyorum ve kendime inanıyorum" diyor ve ekliyor: "Seyahat ettikçe yeniden doğduğuma inanıyorum. Yeni şehirler gördükçe bedenim tamamen farklı bir ruh haline bürünüyor. Hastalıktan arınıyorum o yüzden yollarda olmaktan asla vazgeçmeyeceğim".

Pektaş kadın haklarını savunan bir köşe yazarı. Ayrıca yaşlı ve çocuklar için gönüllülük yapıyor, at binicisi, ATV (motor) tutkunu ve bir sürücü. Tek başına gezdiği yerlerde kimi zaman otostopla ilerliyor ve kamp yapıyor.İnsanların engelsiz bir hayat sürebileceğini göstermek için konferanslar da veren Çağla Pektaş, kendi fotoğraflarını tripodla da çekiyor ve sosyal medyada maceralarını paylaşıyor.

 

İşte insanlar bizim farkında olmamız ya da hassas olmamız, yardımcı olmamız gerekirken. Kendi kendilerine farkındalık yaratıp bizlerin gözlerine sokuyorlar. Onların yapması değil, bizlerin yapması gerekiyor. Bu farkındalığı bizler yaratmamız gerekiyor.

 

Bence onlar engelli vatandaşlarımız değil. Bizlerin özverisizliğimiz yüzünden engellenen insanlar. Biraz daha dikkatli olmakta fayda var. Onları dışlamak yerine, topluma kazandırmak için çabalamamız gerekmiyor mu? Şunu unutmayın ki hepimiz birer engelli adayıyız.

 

Dünya engelliler günümüz kutlu olsun.