Ağır su üretimi yapılan bu santral, muhteşem bir konumdaydı. Burası özellikle seçilmişti, işgal edilmesi veya saldırılması çok zor bir bölgeydi. Santrale ulaşmak için dar bir asma köprüden geçilmesi gerekliydi. Burada Alman askerleri sürekli nöbetteydi. Fakat tesise ulaşmanın başka bir yolu daha vardı. Asma köprüden geçmek yerine, tesise ulaşan sarp ve buzlu kayalıklardan yukarı tırmanmak mümkündü. Almanlar, buraya tırmanmak çok zor olduğu için, bölgede fazla güvenlik önlemi almamışlardı. Operasyon ekibi burayı keşfettikten sonra, bu kayalıkları aşarak tesise girmeye karar verdiler. Gecenin karanlığından yararlanan ekip, gizlice tesise girmeyi başardı. İki kişi patlayıcı taşıyordu, eğer birisi vurulursa diğeri görevi tamamlayacaktı.

***

Tesisin ağır su üretildiği bölümüne girmeyi başaran askerler, odadaki bir Norveçli işçiyi silahla rehin aldılar. Norveçli işçi garip bir şekilde, “Santrali havaya uçurabilirsiniz fakat gözlüklerimi bulmama yardım edin, bir daha gözlük yaptıramam” gibi saçma bir şey söyledi. Askerler adamın gözlüğünü arayıp buldular. Fitilleri bağlayıp, bombayı patlamaya hazırladıktan sonra hızlıca bölgeden uzaklaştılar. 

Dışarıda etrafı gözetleyen ekiple buluşarak geldikleri yoldan geri kaçtılar. Bölgedeki karlar donarak buz gibi sertleştiği için, ayak izleri kar yüzeyine işlemiyordu. Bu sebeple Almanlar bu gizli ekibin peşine düşemedi. İngilizlerin istediği olmuştu, tesis başarılı bir operasyonla infilak ettirilmişti. Fakat Almanların bu zararı tamir etmesi uzun sürmedi, 5-6 ay sonra santral eskisi gibi faaliyete geçti. İngilizler artık daha fazla riski göze alamazdı. Nazi bilim adamlarının atom bombasını üretmesine göz yumamazlardı. Santrale bir hava saldırısı yapmaya karar verdiler. 176 uçakla yapılan baskın sonucunda, tesisin birçok binası hasara uğratıldı. Fakat bodrum kattaki ağır su depolarına zarar verilememişti.

Almanlar artık tesisin tamamen deşifre olduğu kanaatine varmışlardı. Aynı zamanda çok fazla hasar gören tesis artık kullanılamazdı. Bu sebeple ağır su tanklarını sökerek, projenin başarısı için, depoyu doğrudan Almanya'ya nakletmeye karar verdiler. Transfer Tinnsjo Gölü'ne kadar trenle yapılacak, sonra ağır su tankları sivil bir gemiye yüklenerek yola devam edecekti. İngilizler ağır suyu denize gömmek istiyorsa, gemideki bütün sivillerin ölümünü de göze almak zorundaydılar

Gemiyi batırma görevi Knut Haukelid adlı başarılı bir askere verildi. Planı öğrenen Norveçli görevliler, masum insanların öldürülmesine istemiyordu. Fakat İngiltere her şeyi göze almıştı ve planı uygulamak konusundaki kararı kesindi.

Almanlar, İngiltere'nin sivillerin ölümünü göze almayacağını düşünmüştü. Bu sebeple gemide hiçbir güvenlik önlemi almamışlardı. Komandolar kolaylıkla gemiye girerek bombayı yerleştirdiler. Ertesi gün gemi limandan hareket ettikten 45 dakika sonra infilak ederek, içerisindeki ağır suyla beraber, birçok masum insan da Tinnsjo Gölü'nün derinliklerini boyladı.

***

Bu sabotajdan sonra İngilizler, aslında Hitler'in atom bombası yapmaya hiç de yaklaşamadığını öğrendiler. Ağır su, gerçekten de büyük bir silahtı. Hitler ağır suyu kullanarak atom bombasını elde edebilseydi, bu müttefikler için çok büyük bir tehlike olacaktı.

Sonuç itibariyle Hitler'in ağır su projesi engellenmiş oldu. Bazılarına göre İngiltere bu operasyonla dünyayı büyük bir tehditten kurtarmıştı. Kimilerine göre ise bu operasyon sadece Norveçli masum insanların ölümüne sebebiyet vermişti.

İlerleyen yıllarda, Hitler'in kullanamadığı atom bombasını Amerika, Japonya üzerinde kullandı. Günümüzde halen atom bombasının Japonya'da bıraktığı izler hissedilmektedir.

Netice olarak her savaşta olduğu gibi, yine sivil halk ve masum insanlar zarar görmüştü.