Biz ergen falan olmadık. Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı. Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik. Anamızdan az dayak yemedik. Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip de, bugün psikopat olan var mı?
Biz ergen falan olmadık.
Bizim ergenliğimiz anamızın bir terliğine bakardı.
Anında fabrika ayarlarımıza dönerdik.
Anamızdan az dayak yemedik.
Aramızda ara sıra anasından dayak yiyip de, bugün psikopat olan var mı?
Hijyen kelimesi ile evlendikten sonra tanıştık.
Her içtiğimiz su bardağını mutfak tezgâhına korkusuzca dizen var mı aramızda?
Divan'ın altındaki sepet, giysilerimiz için yeterdi.
Dolap dolap kıyafetimiz de yoktu.
Sokak sokak gezerdik.
Boş arsalarda top oynar, uzun eşek olurduk.
İstediğimiz arkadaşa gider, evinde otururduk. İzin almaya gerek yoktu.
***
Ailelerimiz korkusuzdu.
Yazları kapı pencere açık yatardık, mahallelerde hırsız olmazdı.
Kimse bizi dilendirmez ya da organlarımızı almaya kalkmazdı.
Bazılarımız sınıfta kalırdı.
Hiçbirinin ailesi apar topar doktora götürüp, bir dünya psikoloji raporu almazdı.
Her yerimiz yara olurdu, dişlerimiz kırık, ellerimiz pisti...
Pis ellerimizle peynir ekmek ya da salçalı ekmek yerdik.
Bazen de domatesi üstümüze fışkırta fışkırta yerdik, titiz annelerimiz buna bile izin verirdi.
Pazar sabahları babalarımızla TV’de kovboy filmleri izlerdik.
Abilerimizin Teksas, Tommikslerini giyecek sepetimizin arasında bulurduk.
Cep telefonu, marka ayakkabı, rengârenk oyuncaklar, bilgisayarlarımız yoktu..
Mahalle bakkalımızı dünyanın en zengin insanı sanırdık.
Özgür büyürdük, kimse kıyıda köşede şunu yap, bunu söyle demezdi.
En büyük baskı annelerimizin kaşının, gözünün oynamasıydı..
Savaş nedir, insanlar kaça ayrılır bilmezdik.
Mahallenin hayvanları hep arkadaşımızdı…
***
Fazla bir şeyimiz yoktu, ama her şeyimiz vardı...
Biz öyle mutlu çocuklardık ki...
Kimler bu çocukluğa sahipti?
Kimler özledi o günleri?
Sağlıcakla kalın…