Sabahın erken saatlerinde bazı meslektaşlarım aradı, "Meral Kara Delen 'i kaybettik" dedi..
Meral, meslektaşım, kardeşim, can yoldaşım Oğuzhan Delen'in eşi..
Dondum, ne diyeceğimi bilemedim.. Nefes almak için balkona çıktım, gazeteye yazdığım yazıyı geri çekip, Meral kardeşimle ilgili birşeyler paylaşmak istedim..
Eski günleri yad ettim, kaybettiğimiz birbirinden değerli meslektaşlarım geldi aklıma.
.......
Bir saat sonra, tüylerimi diken diken eden bir telefon daha aldım.. Çukurova Üniversitesi'nde üst düzey mevkide görev yaptığını söyleyen kişi aynen şunları söyledi;
-Sayın Canbolat, bu hassas konuyu yazacağınızı bildiğim için sizi arama gereği hissettim.. Meral hanım, Üniversitemizde "özel kalem müdiresi" olarak görev yapan, çok başarılı işlere imza atan, hepimizin sevdiği saygı duyduğu biriydi.. Ameliyat olması gerekiyordu.. Kararını verdi, ameliyat masasına yattı.. Bana göre Meral hanım affedilemez bir hata sonucunda, yani yanlış bir uzva, yanlış müdahale edilerek, yaşamını kaybetti..
O ameliyatı yapan doktor bizim üniversitede görev yapıyor.. Sizi insanlık görevimi yapmak, bu konunun gün ışığına çıkması adına aradım.. Son karar sizin."
Soluğum kesilmişti.. Balkon pencerelerinin tüm camlarını açtım, gövdemin yarısını dışarı sarkıttım..
-Bu iş nasıl olur?
-Bu iş nasıl bu kadar ucuz görülebilir?
-Bu işi yapan doktor "vicdani olarak" rahat olabilir mi???
Saniyeler içinde bunları düşündüm, beynimi kemiren sorulara cevaplar bulmaya çalıştım..
Bulamadım..
........
Henüz 46 yaşındaydı Meral Kara Delen..
Bizim sektörde haberciliği, ana haberleri sunmanın ne demek olduğunu kanıtlayan, iyi düşünen, iyi üreten, çok iyi yazan, hepimizin sevdiği, güvendiği bir CAN'dı..
"Göçtü gitti" diyeceğim, diyemiyorum..
Çünkü, o gitmedi.. "Vicdan fukarası" bir doktor, güzel kardeşime "GİT" dedi..
Altını kalın hatlarla çizerek, belirtmek isterim ki;
-Bu mesele, "tüm yönleriyle" araştırılmalı.. Meral'i genç yaşta "yaşamdan koparan," sevdiklerinden, sevenlerinden ayıran doktorun mutlaka, ama mutlaka ortaya çıkması, çı-ka-rıl-ma-sı gerekir..
Bana gelince;
"Adı soyadı belli olan, o vicdansız adamdan hesap sorulana kadar, bu işin peşini bırakırsam, şerefsizim."