Eğitimin gerek bireylerin ve gerekse toplumların hayatındaki önemi her geçen gün biraz daha önemli hale gelmektedir. Dünyadaki gelişmiş ülkelerin tamamı, vatandaşlarına sorgulayan, araştıran, bilgi ve becerilerini geliştiren, dünyada geçerli bir meslek kazandıran eğitim vermektedir. Bu durumun aksine, açlık, sefalet ve sosyal sorunlarla boğuşan ülkeler ise çocuklarını düşünmeyen, liderine itaat eden, ezberci,  mesleksiz olacak şekilde eğiten veya hiç eğitmeyen bir yapıdadır. Az gelişmiş ülkelerin,  istisnasız eğitimde çok geri kaldıkları görülmektedir. Eğitimsizliğin karşıtı cehalettir. Bilgiden yoksunluk anlamına gelen cehalet, her toplum için felakettir. Bilgi çağına girdiğimiz bu günlerde, toplumların gelecekte var olup olmayacağına, eğitim düzeyleri karar verecektir. Kısaca, eğitim bir toplum için gerçek “beka” sorunudur.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), ağustos 2024 TÜFE dağılımını birkaç gün önce açıkladığında, irkildiğimi itiraf etmek istiyorum. Mal ve hizmet grupları içerisinde en fazla fiyatı artanın Eğitim Giderleri olduğu görülmektedir. Eğitim giderlerin en fazla artması bir yana, artışın % 120,81’i bulması, durumu daha vahim hale getirmiştir. TÜİK’in “pembe” rakamlarını da konuya dahil ettiğimizde, durumun “facia” boyutuna ulaştığı daha net anlaşılacaktır.

Eğitim giderlerinde yaşanan artışlar her kesimi ciddi manada zorlamaktadır. Dar ve orta gelirli kesim ise perişandır. Gıda, barınma (kira), ısınma, aydınlatma giderlerini karşılamakta zorlanan bu kesimin, artan eğitim giderlerinin altından kalkması mümkün değildir. Bu durum, dar ve orta gelirli ailelerin çocuklarının “zorunlu” eğitimi bile almasını imkansız hale getirecektir. Dar gelirli ailelerin çocukları eğitimsiz, bilgisiz, mesleksiz, fakir bireyler olarak topluma katılacaklardır. Bireylerin eğitimsiz, mesleksiz ve işsiz olması sadece onların sorunu değildir. Suç ve suçluların profili incelendiğinde, ezici çoğunluğu, eğitimsiz ve işsizlerin oluşturduğu görülecektir.  

Cahil, eğitimsiz, mesleksiz ve işsiz gençlerin “sosyal sorun” haline gelmemesi için devletin acilen devreye girmesine ihtiyaç hissedilmektedir. Anayasamızda devletimizin niteliği “sosyal hukuk” devleti olarak tarif edilmiştir. Değinilen nitelik gereği, devletin temel görevlerinden birisi de eğitim alanında dar gelirli ailelerin yanında olmaktır. İdeal olanın eğitimin devlet tarafından ücretsiz sağlanmasıdır.  Bunun için gerekli kaynak, dini ve siyasi yapılara, yap-işlet-devret modeline, kamu hizmetlerindeki israfa harcanan paralardan yapılacak “tasarruf” ile kolayca bulunacaktır.

Saygılarımla,